Sorting by

×
GıdaGüncelSağlık

8 soruda büyük sorunumuz: Market alışverişi

Vatandaşın gözü dolar kurunu izler gibi marketteki etiketlerde. Her alışverişte ödediğimiz miktarlara şaşırmaya alıştık. Peki gıda fiyatları ne kadar daha böyle gider? Gıda sektörünün temsilcileri ne diyor?

Ekonomik kriz Türkiye’nin gerçek gündemi olmaya devam ediyor. Market raflarındaki etiketler hemen hemen her hafta değişirken alışverişe çıkanlar her seferinde yeni fiyatlar karşısında şaşkınlığını gizleyemiyor. Son zamanlarda gıda fiyatlarında yaşanan değişimi SÖZCÜ yazarı ekonomist Ege Cansen, diyetisyen Dr. Gamze Şanlı Ak ve Gıda Perakendecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Galip Aykaç ile konuştuk.

1-Gıda enflasyonunun gittikçe arttığı bu dönemde ucuzluk marketlere doğru bir kayış olduğunu söyleyebilir miyiz?

Gıda Perakendecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Galip Aykaç:

Discount marketler, operasyon modelleri, ürün çeşitleri ve mağaza yönetim sistemleri ile maliyet kontrolüne odaklı yapıları nedeniyle de daha ekonomik fırsatlar sunan işletmeler. Dolayısıyla fiyat hassasiyeti oldukça yükselen tüketicimizin, tercihlerinde de bu yönde bir değişim gözlemlendiğini söyleyebiliriz.

Modern perakendeciler olarak, enflasyon etkisini en aza indirgemek için iş ortaklarımızla, tedarikçilerimizle ve tedarik zincirindeki diğer tüm oyuncularla işbirliği yaparak, kendi sermaye kaynaklarımızı zorlayarak çalışıyoruz. Ancak içinde bulunduğumuz ekonomik sürecin neticesi olarak üretimden kaynaklanan fiyat artışları, zincirleme olarak son fiyatları da etkiliyor.

Discount marketler bu aşamada kendi markalarıyla fiyat avantajı sağlamaya devam ediyorlar. Özellikle pandemi döneminde dünya fiyatlarının da artışta olduğunu unutmamak gerekiyor. Ülkemize etkisi ise ithal girdilerin dünya fiyatlarındaki artışın yanında kur artışının da eklenmesiyle oransal olarak da fazla gerçekleşiyor.

Bu arada değişen tüketici alışkanlıkları, marka bağımlılığının azaldığını, fiyat ve kampanya hassasiyetinin arttığını, ürünün markasından çok içeriğine ve fiyat-kalite dengesine dikkat edildiğini gösteriyor. Tüketici, aradığı ürüne kendisine yakın bir lokasyonda, ekonomik bir fiyatla ve düzgün servisle sahip olmak istiyor. Hijyenik şartlarda sunulan, gerekli tüm izinleri taşıyan ürünlerde tüketici, kalite – fiyat dengesine göre değerlendirerek alışverişini yapıyor. Bu talebi öngörüp hızlı aksiyon alabilen perakendeciler, tüketiciler tarafından da daha çok tercih ediliyor.

2-Peki ucuzluk marketlere ilgi bu marketleri nasıl değiştirdi?

Gıda Perakendecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Galip Aykaç: Discount marketlerin işleyişinde, operasyon modelinde maliyet kontrolü ve verimlilik her zaman ön planda olmuştur. Talebin artması; tüketicinin iyi okunması, buna göre tedarik süreçlerinin kontrolü, yerinde kampanyaların düzenlenmesi ve fiyat dengesinin korunmasıyla gelişmiştir. Bunun yanı sıra, ana model değişmemekle beraber pek tabii olarak çağa ve şartlara uygun yenilemeler, teknolojik iyileştirmeler, tüketici talebini daha hızlı karşılamaya yönelik geliştirmeler yapılmakta.

3-Pandemiyle birlikte internetten market alışverişinin arttığını gözlemledik. Orada yaşanan artış kalıcı olur mu?

Gıda Perakendecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Galip Aykaç: Online gıda alışverişi, pandemi koşullarında şimdiye kadar olmadığı düzeylere geldi. Pazarda yeni oyuncular, mevcut oyuncularda gıda perakendesine geçişler yaşandı. Bu, tüketici açısından çeşitliliğin artması ve perakendeciler açısından da rekabetin güçlenmesi açısından olumlu bir gelişme. Artış hızının pandemi dönemi başındaki oranlarda olmasa da sürmesini bekleyebiliriz. Ancak fiziksel mağazalara olan ilgiyi etkileyecek düzeylere ulaşmasını beklemediğimizi söyleyebiliriz.

4-Süpermarketler bu dönemde nelere dikkat ediyor. Alışveriş sepetinde ne gibi değişimler oldu?

Türkiye’nin önde gelen süpermarketlerinden birinin üst düzey yöneticisi tarafından verilen bilgiler şöyle:

*AVM içindeki mağazalarda müşteri trafiği düştü fakat sokak ve cadde üzerindeki müşteri sayısı arttı.

*Online ticarette bazı günler 10 bin teslimata ulaştığımız oluyor.

*Ürün fiyatlarındaki artış üreticilerden kaynaklanıyor. Bu dönemde marketlerin kendi ürettiği daha hesaplı olan ürünlere bir kayış olduğunu söyleyebiliriz. Bizim kendi bünyemizde 500’ün üzerinde markalı ürünümüz var.

*Düzenlediğimiz kampanyalar ile ürünler üzerindeki enflasyonist baskıyı azaltmaya çalışıyoruz.

5-Gıda fiyatlarındaki artış gıda enflasyonunda 80’li, 90’lı yıllarda yaşanan manzaraları akla getiriyor. Türkiye’nin bu dönem yaşadığı enflasyon görece o yıllardakine göre daha az gözükse de vatadandaş hayat pahalılığını hissediyor. Bu tabloyu yorumlar mısınız?

Ege Cansen: Bu aralar her yerde uzun gıda kuyrukları oluştuğunu görüyoruz. Bir yerde kuyruk varsa, orada devletin müdahalesi vardır. Devlet müdahalesi olmadığı zaman kuyruk olmaz. İnsanlar şu süreçte pandemi nedeniyle dışarı çıkamıyor ve tüketicinin tüketim kalıbı değişti. Gelirlerinin yüzde 25’ini insanlar gıdaya harcıyor. Sinemaya, tiyatroya gidemiyor. Sadece yaşamaya çalışıyor. Kısıtlamalar ile de esnafın beli iyice büküldü.

Açıklanan enflasyon ile gıda fiyatlarındaki değişimin arasında bazen tam olarak tutarlı bir manzara olmamasının normal olup olmadığını da değerlendiren Cansen, “Normal olan budur. Gıda fiyatları her zaman daha yüksek çıkar. Talep her zaman fiyatı yukarı çeker” dedi.

Sözcü gazetesi yazarı Ege Cansen

6-Son yıllarda gıda fiyatlarındaki artışla sağlıklı beslenme Türkiye’deki vatandaşlar açısından gittikçe zorlaşıyor. Bu görüşe bir diyetisyen gözü ile katılır mısınız?

Diyetisyen Dr. Dyt. Gamze Şanlı Ak: Gıda fiyatlarındaki artışla birlikte sağlıklı beslenmek maalesef çok pahalı hale geldi. Bu nedenle çoğu paketli, besin değeri düşük ancak kalori, yağ, şeker ve tuz oranları çok yüksek olan ürünlerin tüketimi artıyor. Bununla birlikte bireylerde özellikle kilo artışı, kan kolesterol seviyesi yüksekliği, bozulmuş glikoz toleransı, karaciğer yağlanması karşımıza çıkıyor. Aynı zamanda yetersiz beslenme, bağışıklık sisteminin düşmesine neden olup hastalıklara yakalanma ve/veya yakalandıktan sonra hastalığın atlatılmasını zorlaştırıyor.

7-Sağlıklı yetişkin bir bireyin günde kaç kaloriyi hangi besin türlerinden alması gerekir?

Diyetisyen Dr. Dyt. Gamze Şanlı Ak: Sağlıklı yetişkin bir bireyin alması gereken enerji miktarı kadın ve erkeklerde, yaşa, kiloya ve vücut bileşimine göre farklılık gösterir ancak genel olarak;

Günde 300 ile 600 ml arası süt grubu, 90 ile 150 gram arası et grubu, haftada 3-4 kez yumurta, günde 6-7 porsiyon tahıl grubu (günde 6/10 dilim ekmek veya ekmek yerine geçenler), 6-10 yemek kaşığı sebze+2 öğün salata ve 3-5 porsiyon meyve tüketerek bir beslenme programı günlük enerji ihtiyaçları sağlıklı bir şekilde karşılanabilir.

8-Danışanlarınıza beslenme programı hazırlarken fiyatlar ve alım gücü listeyi nasıl etkiliyor? Nasıl çözümler buluyorsunuz?

Diyetisyen Dr. Dyt. Gamze Şanlı Ak: Danışanların bütçelerine göre; beslenme programlarında et/balık/tavuk gibi hayvansal protein kaynakları yerine bitkisel protein kaynakları olan baklagilleri planlayarak çözüm buluyorum. Tropikal meyve ve sebzeler yerine yerli ürünleri kullanıyorum. Mevsiminde sebze ve meyvelere de öncelik vererek, danışanların ürünlere ulaşmasını kolaylaştırıyorum.

Kaynak: www.sozcu.com.tr