ÇevreEkonomiGüncelKırsalTarım

Göçmen İşçilerin Acı Gerçekleri

    Son zamanlarda ülkemizde yaşanan Suriyeli sığınmacılar gerginliği ile bir kez daha gündeme gelen göçmen işçiler, tarım sektörünün önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Tarım sektörü, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal yapısının temel taşlarından biridir. Ancak bu sektör, yıllardır işçi sorunuyla boğuşmaktadır. Mevsimlik tarım işçileri, tarımın bel kemiği olup, yoksulluk, eğitim eksikliği ve sosyal güvenceden yoksun bir hayat sürdürmektedir. Göçmen işçilerin artışı ise durumu karmaşıklaştırmakta, ancak bu iş gücü eksikliğini geçici olarak doldurmaktadır.

Mevsimlik Tarım İşçilerinin Durumu
Mevsimlik tarım işçileri, genellikle kalabalık aile yapılarıyla dikkat çekerler. Eğitim seviyeleri düşük olup, toplumun en alt sosyoekonomik gruplarını temsil ederler. Bu aileler, geçimlerini sağlayabilmek için tarım işlerinde çalışmak zorunda kalırlar. Barınma, sağlık ve eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılamakta büyük zorluklar yaşarlar. Çocuklar ve kadınlar, bu işlerde en fazla çalışan kesimdir.

Devletin, mevsimlik tarım işçileri için çeşitli genelgeler yayınlamasına rağmen, bu genelgelerin uygulamada yeterince etkili olmadığını görmekteyiz. Örneğin, Cumhurbaşkanlığı Genelgesi’nde belirtilen barınma, sağlık ve eğitim konuları genellikle kağıt üzerinde kalmakta, sahada ise işçiler hala çadırlarda yaşamaktadır.

Göçmen İşçilerin Artan Rolü
Son yıllarda, Suriye ve Afganistan gibi ülkelerden gelen göçmen işçiler, tarım sektöründe önemli bir rol oynamaya başlamıştır. Özellikle Suriyeli göçmenler, başlangıçta ucuz iş gücü olarak görüldüler ve yaygın olarak çalıştırıldılar. Zamanla, bu işçiler kendi aralarında örgütlenerek, ücret ve çalışma koşulları konusunda taleplerde bulunmaya başladılar. Bugün Türkiye’nin birçok bölgesinde, göçmen işçiler olmasa tarımsal faaliyetler durma noktasına gelebilir.

Avrupa’da Göçmen Tarım İşçileri
Türkiye’deki durumun benzeri, Avrupa’da da yaşanmaktadır. Oxfam tarafından yayımlanan bir araştırmaya göre, Avrupa’da yaklaşık 2,4 milyon göçmen tarım işçisi, uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve insanlık dışı çalışma koşulları altında adeta köle gibi çalıştırılmaktadır. Bu işçiler, mesai ücretlerinden yoksun bırakılmakta ve bazen şiddete maruz kalmaktadır.

Oxfam raporunda, Avrupa tarım sektöründe her dört işçiden birinin göçmen işçi olduğu belirtiliyor. Hollanda’da, tarım işverenleri, aracı kurumlar üzerinden geçici işçi istihdam etmekte ve bu işçilere daha düşük ücretler ödemektedir. Sağlık hizmetlerine erişimleri kısıtlanan bu işçiler, asgari ücretin altında çalıştırılmakta ve fazla mesai ücretleri ödenmemektedir. Yerli çiftlik işçileri saatte 20 Euro kazanırken, göçmen işçilere en fazla 10 Euro ödenmektedir.

Özellikle kadın işçilerin durumu daha kötü. İşten atılma korkusuyla hastalandıklarında bile çalışmak zorunda kalan kadın işçiler, genellikle erkek meslektaşlarından daha az kazanmakta ve aşırı çalışma saatlerine maruz kalmaktadır.

İslam Dini ve İşçilerin Hakları
İslam dini, işçilerin haklarına büyük önem verir ve işverenlere işçilere adil davranmaları konusunda net öğütler verir. Hz. Muhammed (s.a.v.), “İşçiye ücretini, teri kurumadan veriniz” diyerek, işçilere hak ettikleri ücretin zamanında ödenmesini vurgulamıştır. Ayrıca, işçilerin çalışma koşullarının insani ve adil olması gerektiği, onları zor durumda bırakacak iş yükü altında çalıştırılmamaları gerektiği de belirtilmiştir. Bu öğütler, modern iş dünyasında da geçerliliğini korumakta ve işçilerin haklarının korunması gerektiğini hatırlatmaktadır.

Çözüm Önerileri
Bu insani krizlerin çözümü için, hem Türkiye’de hem de Avrupa’da tarım işçilerine yönelik politikaların gözden geçirilmesi gerekmektedir. Oxfam’ın önerileri arasında göçmen işçilerin sendikalar aracılığıyla daha iyi temsil edilmesi, yaşam koşullarının iyileştirilmesi, uygun eğitim ve ekipman sağlanması, oturma izinlerine erişim sağlanması ve AB tarım politikalarında daha güçlü sosyal şartlar getirilmesi bulunmaktadır.

Türkiye’de de benzer şekilde, mevsimlik tarım işçilerinin sosyal haklarının artırılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi için kapsamlı bir politika geliştirilmelidir. Bu bağlamda, Kalkınma Atölyesi gibi kuruluşların çalışmaları desteklenmeli ve devlet politikaları bu doğrultuda şekillendirilmelidir.

Tarımda işçi sorununun çözülmesi, sadece ekonomik açıdan değil, insani açıdan da büyük önem taşımaktadır. Hem Türkiye’de hem de Avrupa’da, tarım işçilerinin yaşam standartlarını yükseltmek ve insanlık dışı çalışma koşullarını ortadan kaldırmak için tüm paydaşların bir araya gelerek, kalıcı ve etkili çözümler üretmesi gerekmektedir.

Kaynak: ajans tarım