GıdaGüncelKırsalSağlıkTarım

Bülent Şık: “Pestisitlerin yarıdan çoğu 10 ilde kullanılıyor”

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verileri, Türkiye’de pestisit kullanım miktarında 2015’ten sonra keskin bir artış olduğunu gösteriyor. Kamu yararını gözeten, halk ve çevre sağlığını korumayı ilke edinen bir siyasal düzene gereksinim çok büyük..

Pestisitler tarımda, kentlerde park ve bahçelerde kullanılan zehirli kimyasal maddeler. Kullanım amaçlarına göre çeşitli gruplara ayrılıyorlar.

Örneğin, böcekleri öldürenlere insektisit, funguslar üzerinde etkili olanlar fungisit, tarlada ya da bahçede ekili ürün dışında kalan bitkileri öldürenlere herbisit, kemirgenleri öldürenlere rodentisit, salyangoz gibi yumuşakçaları öldürenlere ise mollussisit adı veriliyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Türkiye genelinde yıllar ve iller bazında pestisit kullanım miktarlarını sitesinde

https://www.tarimorman.gov.tr/GKGM/Menu/115/Resmi-Tarimsal-Ilac-Istatistikleri

Bakanlığın sitesinde “Yıllar İtibarıyla Bitki Koruma Ürünlerinin (Gruplara Ayrılmış Olarak) Kullanım Miktarları, 2006-2021” ve “İl Düzeyinde Bitki Koruma Ürünlerinin Kullanım (Zirai Mücadele Uygulamalarında) Miktarları” ile ilgili bilgiler yer alıyor.

2021 yılı itibariyle Türkiye genelinde kullanılan toplam pestisit miktarı 52 bin 965 ton olarak belirtilmiş. Toplam pestisit kullanım miktarının gruplara göre dağılımı ve toplam miktar içindeki oranı düzenlediğim tabloda görülebilir. Oransal rakamları yuvarlayarak kullandım:

Bakanlığın sitesinde “Yıllar İtibarıyla Bitki Koruma Ürünlerinin (Gruplara Ayrılmış Olarak) Kullanım Miktarları, 2006-2021” ve “İl Düzeyinde Bitki Koruma Ürünlerinin Kullanım (Zirai Mücadele Uygulamalarında) Miktarları” ile ilgili bilgiler yer alıyor.

2021 yılı itibariyle Türkiye genelinde kullanılan toplam pestisit miktarı 52 bin 965 ton olarak belirtilmiş. Toplam pestisit kullanım miktarının gruplara göre dağılımı ve toplam miktar içindeki oranı düzenlediğim tabloda görülebilir. Oransal rakamları yuvarlayarak kullandım:

Yıl bazında inceleme yapıldığında Türkiye’de pestisit kullanım miktarında 2015 yılından sonra keskin bir artış olduğu görülüyor.
2008 ila 2016 yılları arasında yıllık pestisit kullanım miktarı yaklaşık 38-39 bin ton civarında iken, 2016 yılından itibaren bu rakamın 50 bin ton civarına çıktığı, 2018 yılında 60 bin tonu aştığı ve daha sonraki yıllarda ise 50-55 bin ton aralığında seyrettiği söylenebilir.

2015 yılından günümüze uzanan süreçte fungisit ve insektisit kullanım miktarlarının dar bir aralıkta salındığı ancak herbisit kullanım miktarında ciddi bir artış olduğu dikkat çekiyor.

2015 yılında toplam herbisit kullanım miktarı 7 bin 825 ton iken, bu rakamın bir sonraki yıl 10 bin tonu aştığı, 2020 ve 2021 yıllarında ise 13-14 bin ton aralığında olduğunu belirtmeliyim.

Bu artışın hangi etkenlerden kaynaklandığı, kullanılan herbisitlerin hangileri olduğu bilinmiyor.

Örneğin, son yıllarda genotoksik ve kanserojen etkileri nedeniyle ciddi tartışmalara ve çeşitli davalara konu olan glifosatın ne miktarda kullanıldığı belirsiz. Oysa herbisit kullanımında glifosatın payının büyük olması halk sağlığı ile ilgili sorunları da beraberinde getirecektir.

Glifosat kullanımı yol açtığı sağlık sorunları nedeniyle dünyanın çeşitli ülkelerinde yasak, ancak ülkemizde kullanımı devam ediyor ve ne miktarda kullanıldığına dair bir bilgiye erişim olanaksız.

2021 yılında kullanılan pestisitlerin il bazında ne miktarda kullanıldığı değerlendirildiğinde ise şu noktalar göze çarpıyor:

Bazı iller daha çok kirleniyor
Tarımsal üretimde il bazındaki kapasite farklılığına bağlı olarak kullanılan pestisit miktarlarında da büyük farklılıklar var. En fazla pestisit kullanılan ilk on il ve kullanım miktarları ve toplam kullanılan miktar içindeki payları aşağıda düzenlediğim tabloda görülebilir. Rakamları yuvarlayarak kullandım:

İl bazında pestisit kullanım miktarlarına ait rakamlar bize nadiren dile getirilen bir gerçeği gösteriyor. Ülkemizde bir yıl içinde kullanılan pestisitlerin yaklaşık yüzde 55’i on ilde kullanılıyor. Pestisit kullanımının yoğun olduğu bu illerin ülkemiz geneline kıyasla çok daha ciddi bir toksik kirliliğe maruz kaldığı bilinmelidir.

Bakanlık yetkilileri tarafından ve çeşitli yayınlarda ülkemizdeki hektar başına pestisit kullanım miktarının Avrupa ülkelerine kıyasla çok az olduğu dile getirilse de bu söylemin il bazında değerlendirildiğinde geçerli olmadığı çok açık.

Türkiye’de pestisit kullanım miktarı genele değil, belirli bölgelere ya da illere bakılarak değerlendirilmeli. Elbette olası risklerin ve olumsuz etkilerin de bu bakış açısıyla dikkate alınması gerekiyor. Ancak, böyle bir değerlendirmeyle insan ve çevre sağlığına yönelik riskleri, yaban hayata yönelik olumsuz etkileri daha doğru bir şekilde ele alabiliriz.

Pestisit kullanımına alternatif olacak yöntemlerin desteklenmesi, ülke genelinde agroekolojik bir tarımsal planın uygulamaya konulması, kentlerde park ve bahçelerde pestisit kullanımının sınırlandırılması gerekiyor.

Pestisit kullanımının yoğun olduğu illerde ise çiftçilerde, tarım işçilerinde ve çocuklarda pestisit maruziyeti ile toprak, su ve hava gibi alıcı ortamlardaki pestisit kirliliği çok daha dikkatle izlenmeli. Bu konularda herhangi bir çalışma yürütüldüğünü düşünmüyorum ve bu ciddi bir eksikliktir.

Kamu yararını gözeten, halk ve çevre sağlığını korumayı ilke edinen bir siyasal düzene gereksinim çok büyük… (BŞ/SD)