Un ve korku – L. DOĞAN TILIÇ
L. DOĞAN TILIÇ
Bir toplumda bu ikisi azaldıysa iktidar da paniklemeye başlar. Halkta azalanlar iktidarda artar! Hata üstüne hata yaparlar. Zulümlerini daha da artırır, zulmü artanın tez zeval bulacağını unuturlar!
Denklemi şöyle de kurabiliriz; un azalır da cesaret artarsa iktidarlar için geri sayım başlar.
Dünya Mahsa Emini’yi tanıdı, ne yazık ki ölümünden sonra! Mahsa, çevresinde Jîna olarak da bilinen 22 yaşında İranlı bir Kürt’tü. 13 Eylül’de saçı görünüyor diye Tahran’da gözaltına alındıktan 3 gün sonra ölüsü verildi ailesine.
İran tüm iletişim kanallarını tıkasa da, günlerdir ülkenin her yerine yayılan protestoların videolarını izliyoruz: Kadınlar başörtülerini yakıyor, saçlarını kesiyor… Gençler kendilerini kovalayan polisleri kovalıyor, arabalarını yakıyor. Gönüllü rejim koruyucusu milis teşkilatı Besic üyeleri canlarının derdine düşmüş, saldırılara hedef oluyor… Humeyni’nin fotoğrafları parçalanıyor…
***
Özgürlük düşmanı karakteri malum molla rejimi, bir kadını daha saçından tutup öldürünce İran’da gün be gün azalan korkunun duvarı da aşıldı.
Bir de “unun azalması” var! Korkunun azalmasına eşlik eden ve İran toplumunun tüm etnik gruplarında kaynamaya yol açan…
İran mutfağının başköşesinde oturan pirinç, son 25-30 yılda, molla rejimi altında gittikçe pahalanıp ulaşılmaz olduğundan beri, makarnaya “yoksulların pirinci” deniyordu. Bu yılın ilkbaharında makarna da marketlerden kaybolmaya başlamış, fiyatı aniden üç katına çıkmıştı.
Makarna ve ekmek fiyatlarının fırlaması, hükümetin ithal buğday, un ve diğer temel ürünlere yönelik sübvansiyonu kaldırma kararının bir sonucuydu. Bu kararın alındığı Mayıs başında, bir hafta önce kilosu 27 bin riyal olan un 160 bin riyale çıkmıştı.
Rejim yanlısı öğrenci örgütü bile “unun azalmasının” baskını hissetmiş ve “Toplum bu seviyedeki fiyat artışlarına ve bu seviyedeki düzensizliğe hazırlıklı değil” uyarısında bulunmuştu.
Bizim için pek tanıdık olan bir hesaplamayla, ekmeğin fiyatının Batılı ülkelerden çok daha ucuz olduğunu söyleyen yöneticilere seslenen milletvekili Jalil Rahimi “Eğer yaşam maliyeti diğer ülkelerdekiyle aynıysa, insanların geliri de dolar cinsinden hesaplanmalı, değersiz riyallerle değil. İnsanların sabrını sınamayalım. İnsanların sabrının eşiği son yıllarda olabilecek en düşük seviyede” diye uyarmıştı.
***
Şimdi İran’dan gelen görüntüler unla birlikte korkunun da azaldığının resmidir!
Ankara’nın Polatlı’sı buğdayının kalitesiyle övünür. Memleketin tahıl ambarlarındandır. 20 bine yakın çiftçi, 1,5 milyon dekara yaklaşan Polatlı toprağında hububat üretir.
Polatlılı emekli öğretmen ve çiftçi dostum Lokman Hoca dün sabah 06.00’dan itibaren EmekUn önünde ucuz un için sıraya girenlerin uzun kuyruğunun videosunu gönderdi. Buğday şehri Polatlı’da, piyasada en ucuzu 600 liraya satılan 50 kg unu 350 liradan almak için oluşturulan kuyruk da memlekette unun ne kadar azaldığının resmidir.
Korkunun nasıl azaldığına dair resimleri Çağlayan Adliyesi önündeki polis ablukasında, sevgili Alper Taş’ın gözaltına alınışında, Ahmet Şık’ın onu bırakmamak için beline sarılışında gördük.
Bir de, T24’e verdiği röportajda korktuğunu itiraf eden Orhan Pamuk’un (https://www.youtube.com/watch?v=1TufxwjdG5M); iktidarı “zalimlikle, gaddarlıkla, sadizmle, insanlıktan uzaklaşmakla” niteleyip, “artık eskisi kadar korkmuyorum. Gidiciler” demesinde!
“Bir milletin tarihinde bu kadar kısa sürede bu kadar fakirleşme yok” diye “unun azaldığını” saptayan Pamuk, şu son 3 ayda, korkusu azaldıkça, iktidarın gidici olduğunu, “intihar ettiğini” görmeye de başlamış!
BİRGÜN