Buğdayda rekolte sorunu yaşanırken, üretim için kaynak bulmak zorlaştırıldı
Mustafa Çakır
Bu yıl için buğdayda rekolte tahmini TÜİK tarafından 19.5 milyon ton olarak ilan edildi. Buna karşın Türkiye’nin iç tüketimde kullanılmak üzere 21 milyon ton civarında buğdaya gereksinim var.
TÜİK’in bu tahmini tutsa bile iç tüketimde 1.5 milyon ton açık bulunuyor. Bunun yanında un ve makarna ihracatı için de ayrıca buğday ithal edilmesi gerekiyor. Un ve makarna ihracatı aynı hızla devam ederse ithalat yapılarak kapatılması gereken açığın 8.5 milyon ton olacağına dikkat çekiliyor.
Ayrıca TÜİK’in 19.5 milyon ton rekolte tahminine karşın beklentiler gerçekleşmenin 17-18 milyon ton civarında olacağı yönünde. Çünkü maliyet artışları nedeniyle gübre kullanımının azaldığına işaret ediliyor. Bu durumda açık daha da büyüyecek. Bütün bu nedenlerle üretimin artırılması gerekirken çitfçinin kredilerin kullanımı zorlaştırılıyor.
Yaşanan süreçle ilgili değerlendirme yapan TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Üyesi Bekir Başevirgen, özellikle Ziraat Bankası’nın kredi politikasını eleştirdi. “Devlet sübvanseli tarımsal kredilerde şartları ağırlaştırdıkça ağırlaştırıyorlar. Örneğin kredi talebinde bulunan çiftçilerin devlete bir kuruş dahi borcu olmaması gerekiyor” diyen Başevirgen, şöyle devam etti:
HERKES İPOTEKLİ
“Oysa Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nün 2022 Ocak ayı verilerine göre 2 milyon 113 bin 81 tarımsal arazi malikinin, 4 milyon hektar civarındaki tarımsal arazisini 3 trilyonun üzerinde parasal değer ile ipotek ettirdiği anlaşılıyor. Bu kadar büyük bir ipotek değerine karşılık kullanılan borç tutarının 1 trilyonun üzerinde olacağı varsayılıyor. Bu meblağ çiftçimizin son beş yılda dehşet verici düzeyde bir borca battığının göstergesidir. Devlete veya bankalara borcu olmayan çiftçi mi kaldı.”
Geçen yıl sıfır faizli kredinin gündeme getirildiğini anımsatan Başevirgen, buna göre lisanslı depolara teslim edilen mahsul karşılığında ürünün güncel değerinin yüzde 75’i oranında, Ziraat Bankası tarafından çiftçiye sıfır faizli kredi kullandırılmasının öngörüldüğünü belirterek “Bu uygulamayı da sessiz sedasız kaldırdılar. Ayrıca tüketici kredisi vermeye bile yanaşmıyor. Bu şartlarda tarım nasıl sürdürülebilir?” dedi.
Başevirgen, çiftçi tarımsal desteklerden yeterince yararlanamaz, ürünü para etmez ve arazisini yitirirse bu işin sonunun “milli felaket” olacağını kaydetti. Buğday açığının gelecek yıl ise 10 milyon tona ulaşacağını dile getiren Başevirgen, iş işten geçmeden önlem alınması gerektiğini söyledi.