Prof. Dr. Ceyhun Elgin: ‘Enflasyon sonbaharda üç haneye çıkacak’
Prof. Dr. Ceyhun Elgin: Türkiye’de yüksek enflasyon problemi var. Bunun sonu iyi bir yere varmayacak. Enflasyonun önümüzdeki sene ilkbahara ya da seçimlere kadar çift hanelerde kalacağı çok belli.
Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ceyhun Elgin, yüksek enflasyonun uzun bir süre devam edeceğini vurgulayarak, “Bu kadar yüksek enflasyona katlanıyoruz ama büyümede yavaşlama var. Yüksek enflasyona katlanıyoruz işsizlikte tek hanelere düştük mü hayır” dedi.
Artık yabancı yatırımcının Türkiye’ye güvenmesinin zor olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Ceyhun Elgin ile ekonomideki son gelişmeleri konuştuk.
– Türkiye’deki yüksek enflasyonun sonu nereye varacak?
Türkiye’de yüksek enflasyon problemi var. Bunun sonu iyi bir yere varmayacak. Merkez Bankası Başkanı enflasyonun ekim ayından itibaren düşüşe geçeceğini öngörüyor. Enflasyonun düşüşe geçmesi fiyatların düşüşe geçeceği anlamına gelmiyor. Merkez Bankası para politikası artık kredibilitesini, inandırıcılığını, güvenirliğini sıfırladı. Uygulanan para politikası nedeniyle döviz kuru da kontrolden çıktı. Şu an olumluya doğru bir seyir beklemiyorum.
Yüksek enflasyon daha bir süre bizimle olacak maalesef. Özellikle enerji piyasasındaki gelişmeleri bekleyeceğiz, pandeminin gidişatını göreceğiz. Maalesef bunun etkisi hiç konuşulmuyor. Başka ülkelerdeki kapatma tedbirleri Türkiye ve dünyadaki enflasyonu artıracak. Enflasyonun önümüzdeki sene ilkbahara ya da seçimlere kadar çift hanelerde kalacağı çok belli. Seçimlerden sonra iktisat politikasının yönü anlamlı bir şekilde değişirse o zaman farklı şeyler konuşabiliriz.
– Ekonomi çok zor bir dönemden geçiyor, her gün yeni önlemler açıklanıyor, bunlar sorunları çözmeye ne derece etki ediyor?
Hükümet deneme yanılma yöntemi uyguluyor. Belli bir plan program çerçevesinde hareket edilmiyor. Faiz politikası bir kenara bırakıldı. Faizlerde kesinlikle bir artış yapılmayacak dendi. Farklı iktisatçılardan çevremden de duyuyorum farklı çözüm önerileri istiyorlar. Ama bu çözüm önerileri sorunun köküne gitmiyor. Hep sorunların etrafından dolanan, zaman kazandırmaya çalışan politikalar. Kur Korumalı Mevduat da bunun bir parçasıydı. Firmaların tutabileceği dövizlerle ilgili politikalar da bunun bir parçasıydı. Liyakatlı kişiler tarafından ekonomi politikalarına yön verilmiyor. Ortalıkta bir hastalık var hastalığın kökeni pek çok olguya dayanıyor ancak alınan önlemler hastalığı iyileştirici, hastalığı ortadan kaldırıcı değil.
KURDA DÜŞÜŞ BEKLEMEYİN
– Döviz kurunu düşürmek için atılan adımların hiçbir işe yaramadığını gördük, kur tarafında ne tür riskler söz konusu olacak?
Döviz kurunun yönü maalesef yukarı yönlü bekleniyor. Türkiye ciddi cari açık veren ülke. İhracat artıyor ama ithalat daha fazla artıyor. Bunun bir şekilde dışarıdan gelecek sermaye ile kapatılması gerekiyor. Ama artık dışarıdan sermaye gelmiyor. Turizm gelirlerine güveniyorlardı ama o da yeterli olmayacak. Türkiye ekonomisindeki belirsizlikler ve para politikasındaki gelişmeler nedeniyle Türkiye’ye sermaye gelmediği gibi, var olan da çıkıyor. Cari açık yabancıların konut yatırımıyla kapatılmaya çalışılıyor. Turizm gelirlerini artırmak için epey sayıda ülkeye vizesiz giriş imkânı verildi. Ancak bunlar cari açığı kapatacak gelirler değil. Aksine belli önlemler de cari açığı artırıyor. Üreticiler dışarıdaki fiyat dalgalanmalarına karşı önceden mal stoklamak isteyebiliyorlar. Firmalar bankalarda döviz tutacağına mal alıp depoda tutmayı seçiyor ki bu da ithalatı artırıyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde dövizde artış devam edecek. Dolar için 20-24 tahminleri yapılıyor. Bu gidişle kur yıl sonunda 24 TL olursa şaşırmayız.
YABANCININ GELMESİ ZOR
– Türkiye’nin risk CDS’leri 900 puanı aştı. Artık yabancı yatırımcının Türkiye’ye güveni olur mu?
Artık yabancı yatırımcının Türkiye’ye güveni zor. Borsada tahvil piyasasında yok gibi. Sadece konut piyasasında varlar. Hukukun üstünlüğü ve ekonomi politikalarının dizaynında liyakat olmadan artık yabancıların gelmesi zor. Bu konuda iyleşme beklemiyoruz.
ENFLASYON YÜZDE 75-80’E ÇIKAR
– Yılsonu büyüme, işsizlik, faiz ile ilgili öngörüleriniz neler, bu alanlarda ne tür riskler var?
Ben yüzde 4 büyümeye şaşırmam. İşsizlikte tek haneli rakamları görmeyeceğiz. Yılsonunda yüzde 75-80 enflasyon oranı bekliyorum. Bu enflasyon oranı Türkiye için sürdürülebilir bir enflasyon oranı da değil.
Birçok uluslararası kuruluş Türkiye’den bir faiz artışı bekliyor. Olması gereken de bu. Ben işin açıkçası faiz politikasında bir geri dönüş beklemiyorum. İktisadi öngörüde bulunmak virajlı yolda sadece arkaya bakarak araba kullanmaya benziyor. Siyasetten bağımsız olmadığı için ve siyasi gidişatı öngöremediğimiz için tahmin yapamıyoruz.