CHP Lideri Kılıçdaroğlu’ndan şeker çıkışı!
Türkiye’de geçmişte şekerde hiçbir sıkıntı olmadığını belirten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “IMF’in talimatına uydular, kota uyguladılar, şeker üretimimiz düştü. Şeker fabrikalarını sattılar, 24 yıl sonra Türkiye şeker ithal etmek zorunda kaldı” dedi. Kılıçdaroğlu, Ulusal Çay Konseyi kurularak, çayda da aynı oyunun oynanmak istediğini söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısındaki konuşmasında, şeker ithalatı kararı üzerinden iktidara yüklendi, çayda da aynı şeyin yapılmak istendiğini kaydetti.
Hükümetin Türkiye’yi adalet olarak yönetemediği gibi ekonomik olarak da yönetemediğini, ekonomiyi batırdığını belirten Kılıçdaroğlu, sözü şeker ithalatına getirerek, şunları söyledi:
24 yıl sonra şeker ithalatı
“Şekerde hiçbir sıkıntımız yoktu. Durduk yerde kalktılar, IMF’nin talimatına uydular. Kotayı uyguladılar, şeker üretimimiz düştü. Yetmedi, “satın efendim şeker fabrikalarını” dediler. Sattılar şeker fabrikalarını, Türk Şeker’e ait fabrikaları sattılar. Rakamı daha önce vermiştim, bir daha ifade edeyim: 10 fabrikayı 680 milyon dolara, yani bugünün parasıyla 11 milyar liraya sattılar. Sadece Nisan ayında tefecilere ödenen faiz 19 milyar lira. Bunların yatacak yeri var mı Allah aşkına? Ve 24 yıl sonra Türkiye şeker ithal etmek zorunda kaldı. Kendi şekerini üreten, ilk şeker fabrikasını yumurta satarak kuran bir devlet kimseye muhtaç olmazken, şimdi dışarıdan şeker ithal ediyoruz. Niçin? Birileri kazansın diye. Yönetemiyorlar. Devlet böyle yönetilmez. Şeker fabrikaları neden özelleştirilmez? Çünkü bunlar zaten 3-4 ay çalışıyor. Tarladan alırsın, şekeri üretirsin, sonra kalır. O nedenle devlet çalıştırır şeker fabrikalarını. Bu yükü özel sektör kaldıramaz. Şimdi özel sektör ne yapıyor? Alıyor, şekere zam üstüne zam beylerin isteği üzerine ve fatura millete çıkıyor.
“Çayda da aynısını yapacaklar”
Çayda da benzer bir olaya doğru gidiyoruz ağır ağır, çayda da öyle yapacaklar. 28 Haziran’da bir kanun teklifi gelecekti. Neyse, CHP’li milletvekillerinin itirazları ve bu konuda daha sert söylemler üzerine görüşmekten şimdilik vazgeçtiler. Çay Rize’nin, Artvin’in, Trabzon’un, Karadeniz’in bir bölümünün stratejik ürünüdür. Şekerde hangi oyunları oynamak istiyorlarsa çayda da aynı oyunu oynamak istiyorlar. Efendim Ulusal Çay Konseyi kuracaklarmış. Ulusal Çay Konseyi, Süt Konseyi gibi fiyatları belirleyecekmiş. Yani yükü sırtlarından atacaklar, düşük fiyat belirleyecekler. Diyecekler ki: ‘Vallahi biz belirlemedik, Ulusal Çay Konseyi bu fiyatı belirledi.’
“Sözüm var: Kaçak çayları yakacağım”
AK Parti iktidarı döneminde her yıl ortalama 20 bin ton çay ithal edildi Türkiye’ye. Bugüne kadar 183 bin ton çay ithal edildi, 434 milyon dolar para ödendi. 434 milyon doları biz Rize’ye, Trabzon’a, Arhavi’ye, Artvin’e verseydik ne olurdu? Rizeli kazanmasın, Artvinli kazanmasın, Trabzonlu kazanmasın, Karadenizli kazanmasın ama yabancı çay üreticileri kazansın. Bu iktidar size değil yabancı çay üreticilerine çalışıyor. Sözüm söz; bize oy versinler veya vermesinler biz adaletten yanayız. Kim çalışıyorsa, alın teri döküyorsa onlardan yanayız. Rizeli kardeşim sen de duy bunu, Trabzonlu kardeşim sen de duy bunu: İktidar olacağız, kaçak çayla nasıl mücadele edilir göreceksin. Rize’nin meydanında sözüm var: Kaçak çayları toplayıp, tamamını yakacağım. Sen kazanacaksın sen… Sen kazanacaksın.
Bizim için her şeyden önemli olan, bu ülkede yaşayan insanların refahıdır, mutluluğudur. Bir çocuk yatağa aç giriyorsa, hiç birimiz yatağa tok giremeyiz. Bizim siyaset anlayışımız budur. Çayı üreteceksin, alın teri dökeceksin; sen kazanmayacaksın, dışarıdan çay ithal edilecek… Niçin? Rizeliyi, Trabzonluyu, Orduluyu, Giresunluyu çantada keklik görüyor. ‘Ne yaparsam yaparım, ensesine vururum. Zorla alırım bunların ağzındaki lokmayı. Yine onlar gelir, bana oy verirler’ diye düşünüyor. Unutma, unutma!.. Bu millet artık uyandı. Milletin sesi var artık. Bil bunu artık!
“İktidarımızın ilk haftasında çiftçilerin kredi faizlerini sileceğiz”
Ahmet Kılıç, Mardin Kızıltepe Buğday Pazarı Başkanı bir mesaj göndermiş. Diyor ki; ‘Çiftçimizin elektrik borcu var. Bu borçların faizleri ve cezaları silinsin.’ Söz verdik hep beraber; iktidar olduğumuzda çiftçinin ister bankalardan, ister Tarım Kredi Kooperatiflerinden aldıkları kredilerin faizlerini ilk bir haftada tak diye sileceğiz. Emin ol kardeşim, tak diye sileceğiz.
Ayrıca çözüm var yine: Güneş enerjisiyle Şanlıurfa’dan başlayarak, Mardin’i ve Van’ı da içine alan 6 büyük ilde elektriği çiftçiye bedava vereceğiz, ücretsiz vereceğiz. Bunun da sözünü verdim ben.
“Çiftçiden, üreticiden, alın terinden yanayız”
Bizi dinlemiyorlar. Aslında bizi dinleseler, güneş enerjisini onların yapması lazım. Oy alacaklar ama dinlemiyorlar. Çünkü onlar çiftçiden, üreticiden, alın terinden yana değiller. Onlar lobilerden yanalar; doğal gaz lobisi, kömür lobisi, diğer lobiler var, onlardan yanalar. Ama biz halktan yanayız, üretimden yanayız, alın terinden yanayız, çiftçiden yanayız, besiciden yanayız. O nedenle onları destekleyeceğiz.
Bu memlekete huzur istiyorsanız bize katılacaksınız. Bu memlekette hak, hukuk, adalet istiyorsanız bize katılacaksınız. Çiftçi kazansın, üretici kazansın, çay üreticisi kazansın, fındık üreticisi kazansın diyorsanız bize katılacaksınız, bize destek vereceksiniz. Devleti soyan haramilerden hesap sorulmalıdır diyorsanız yine bize katılacaksınız. Haramilerin defterini düreceğiz hep beraber.”
Kaynak: www.gidahatti.com