8 milyar insanın kaderi 5-6 ülkenin mi elinde? – İrfan Donat
Küresel gıda pazarı açısından stratejik önemdeki tarımsal hammaddelerin üretim, stok ve dış ticaretinde 5-6 ülke öne çıkıyor.
Gıda arz güvenliğine yönelik riskler ve enflasyon, küresel bir mesele olarak insanlığı tehdit eder bir boyuta ulaştı. Kimilerine göre “gıda kıtlığı” ve “açlık” kapıda, kimilerine göre ise bu tür söylemler abartıdan ibaret.
Ama abartı olmayan bir şey varsa o da dünyada tarımsal üretim ve dış ticarette iki elin parmağını geçmeyen ülkelerin hâkimiyeti.
İşte bu yüzden, küreselleşen dünyada kavramlar ve tanımlar yeniden şekillenmeye başladı. Bazı ülkeler artık kendi kendine yeterlilik politikalarını gözden geçirmeye başladı. Gıda bağımsızlığı açısından yerli üretim kimi devletler için daha anlamlı ve kritik hale geldi.
Hatta yetmedi… Ne ürettiğiniz kadar ne ile ve nasıl ürettiğiniz de sorgulanır oldu. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde gıda enflasyonuyla mücadele ve fiyat istikrarı açısından tarımsal girdilerde yerlilik oranı çok daha fazla önem kazandı.
Pandemi, küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkileri derken son olarak Rusya-Ukrayna Savaşı’nın yarattığı jeopolitik kriz, ülkelerin tarımsal üretim politikalarını ve sürdürülebilir gıda stratejilerini sorgulatır hale geldi. Şöyle kafamızı kaldırıp etrafımıza baktığımızda küresel gıda pazarı açısından stratejik önemdeki tarımsal hammaddelerin üretim, stok ve dış ticaretinde 5-6 ülkenin söz sahibi olduğu gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Daha net bir ifadeyle, 8 milyar nüfusa sahip dünyada insanoğlunun kaderini bu ülkelerin izlediği politikalar belirliyor.