Kayısı çekirdeğinden su tasarrufu
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Çekirdek bünyesinde bulunan Delifer Enerji’nin, kayısı çekirdeğinden elde edilen bio plastik malzemesi ile ürettiği su tasarruf aparatı, hem doğayı hem de aile bütçesini koruyor. Birkaç dakika içinde musluk uçlarına takılan bu aparat, günde 2 saat kullanılan bir muslukta yılda ortalama 350-400 ton su tasarrufu sağlıyor, faturaları yüzde 35-45 düşürüyor.
Tüm dünya iklim değişikliğinin etkisi ile Su fakiri olma yolunda ilerliyor. Bilim insanları su krizine karşı uyarırken, sürece kamunun olduğu kadar bireylerin de destek olması hayati önem taşıyor. Özellikle evlerdeki bilinçsiz su tüketimi hem çevreye, hem de bütçelere zarar veriyor. Tasarrufun evlerden başlaması gerektiğini görerek yola çıkan yerli bir girişim, bugün binlerce haneye ulaştı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Çekirdek bünyesinde bulunan Delifer Enerji’nin geliştirdiği musluk aparatları (perlatör) önemli ölçüde su tasarrufu sağlıyor.
% 100 TÜRK TASARIMI
Geliştirdikleri ürün için Aralık 2020’de seri üretime başladıklarını belirten Delifer Enerji Kurucusu Ahmet Delifer, Tasarruf aparatlarının hammaddesinin, doğada çözünebilen kayısı çekirdeğinden elde edilen bio plastik malzemesi olduğunu söyledi. Yüzde 100 Türk tasarımı olan ürünlerin, konutlar, uçaklar, gemiler, trenler, hava alanları, okullar, camiler gibi su tüketimi olan her yerde uygulanabileceğini belirten Ahmet Delifer, “Ürünü alan kişi birkaç dakika içinde kolayca musluk uçlarına takabiliyor. Bu ürünle yüzde 70 daha az su tüketimi mümkün. Günlük 2 saat sürekli çalışan bir muslukta 1 yılda 350-400 ton su tasarrufu yapıyoruz. Ülkemizin yıllık su tüketim miktarı 112 milyar ton. Bunun 25 milyar tonu hanelerde ve sanayi dışı işyerlerinde kullanılıyor. Biz buradaki suda yılda 10 milyar ton su tasarruf etmeye talibiz. Bu yolla ülke ekonomisine 20 milyar TL katkı sunabiliriz” şeklinde konuştu. Ürünün tanesinin 50 TL olduğunu, 2 yıl garantisi ve 5 yıl ömrü olduğunu belirten Ahmet Delifer, “Faturalarda sağlanan yüzde 35-45 tasarrufla ürün zaten kendini birkaç ay içinde amorti ediyor” dedi.
750 BİN HANEDE
Bugün günlük üretim kapasitelerinin 120 bin adet olduğunu belirten Ahmet Delifer, şu anda ağırlıklı olarak büyükşehir belediyeleri ve su armatürler yapan firmalara hizmet verdiklerini belirtti. Hizmet verdikleri kurumlar arasında yer alan İSKİ’nin birçok ürünü test ederek Delifer ürünlerinin daha tasarruflu olduğuna karar verdiğini belirten Delifer, referanslarının bazılarını şöyle sıraladı: “Diyanet İşleri Başkanlığı, Finish, Özdilek Park İstanbul, Borusan Otomotiv, İTÜ Çekirdek, İTÜ Teknokent, Sapphire AVM, İBB, İSKİ, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Bodrum Belediyesi, Marmaris Belediyesi.” 2021 yılında 750 bin hanede 7.2 milyon ton su tasarrufu, 43 milyon TL ekonomik tasarruf sağladıklarını belirten Ahmet Delifer, orta vadede ihracata odaklanmak istediklerini sözlerine ekledi.
İŞTE GÜNLÜK HAYATTA ETKİLERİ
Tasarrufu örneklerle anlatan Delifer, “20 saniye el yıkadığımızda yaklaşık 3 litre su harcıyoruz. Aynı sürede tüketimi 350-400 cc’ye düşürmek mümkün. Tıraş olurken ise 1 yılda 9 ton su tasarruf ettiriyoruz. Yine 1 yılda sebze ve meyveleri açık musluk altında yıkarsak 18 ton su harcamış oluruz. Delifer Enerji ile ise 1.8 ton su tüketimi yapılıyor. Üstelik bunları yaparken konforda bir değişim yok. Daha az su harcamak bizim elimizde” dedi.
AZ TÜKETİM İÇİN DÜZENLEME ŞART
Delifer, geliştirdikleri aparatın üretim aşamasında tüm musluklara takılmasını hedeflediklerini söyledi. Ancak bunun için bir düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirten Ahmet Delifer, “Bugün bir musluk üreticisi dakikada 12 litrenin altında tüketim yapan ürün üretemiyor, TSE standarları böyle. Oysa fazla değil, az tüketimi desteklemeliyiz. Eğer bu konuda bir yasal düzenleme olursa, vatandaşın sonradan tasarruf aparatı alması değil, daha üretim aşamasında ürünün içine yerleştirilmesi sağlanabilir. Böylece hem ülke hem de son tüketici kazanır. Bana göre ülkemizde en pahalı ürünün su olması gerekiyor. Su olmazsa yaşam olmaz. Kaybetmeden elimizdeki kaynaklarımıza sahip çıkalım” ifadelerini kullandı.
GİRİŞİMCİLERE DESTEK MÜJDESİ
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, geçtiğimiz günlerde genç girişimcilere ve KOBİ’lere destek müjdesi verdi. Bakan Varank, “Gençlerimizin teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerini katma değerli girişimlere dönüştürmeleri için TÜBİTAK aracılığıyla Bireysel Genç Girişimci programını yürütüyoruz. Bugüne kadar programdan faydalanan genç girişimcilere 200 bin liraya kadar destek sağlıyorduk. Şimdi, TÜBİTAK BİGG kapsamında genç girişimcilere yönelik destek miktarını yüzde 125 artırarak 450 bin liraya çıkarıyoruz. Böylece gençlerimiz girişimlerini çok daha kolay ve etkin şekilde hayata geçirebilecekler” dedi. Bakan Varank KOBİ’ler için yapılan yeni düzenlemeyi de şöyle açıkladı:
“Diyelim ki bir şirketiniz var ve AR-GE yapmak istiyorsunuz. İşte bu noktada devreye TÜBİTAK KOBİ AR-GE Başlangıç Destek Programı giriyor. Bu programda KOBİ’lerimiz projeleri için 600 bin liraya kadar verdiğimiz desteği de iki kat arttırarak 1 milyon 200 bin liraya çıkarıyoruz. Bu müjdemiz de tüm KOBİ’lerimize hayırlı olsun. Burada söylemek istediğim şu: Siz bir adım atın, biz gerisi için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Birlikte, tüm bölgelerimizle, tüm şehirlerimizle ülkemizi hak ettiği seviyeye ulaştıracağız.”
MARKALAŞMA HAMLESİ
İhracatın katma değerli hale gelmesinin ilk koşullarından biri olan markalaşmaya ilgi her geçen gün artıyor. Pandemi dönemiyle birlikte marka başvuru sayılarında da artış başladı. Ülkelerin, şehirlerin, şirketlerin ve hatta bireylerin dahi markalaşmaya ihtiyaç duyduğu günümüzde, markalaşan firmalar ürünlerini daha yüksek fiyata satışa koyarlarken, aynı zamanda sadık müşteri kazanabilme fırsatı da yakalayabiliyorlar. Yaklaşık 20 yıldır, marka tescili, patent tescili, faydalı model ve tasarım konusunda danışmanlık hizmeti veren Dış Patent, her ay marka başvurusunda bulunan illeri ve sektörleri mercek altına alıyor. Markalaşmaya dair mart ayı raporlarını yorumlayan Dış Patent Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Karaca, şunları söyledi:
“Pandemi döneminde marka ve patent sektörü pozitif ayrıştı ve marka başvurularında geçtiğimiz yıllara göre yüzde 20’lik bir artış gözlemledik. Mart ayına baktığımız zaman 75 ilden 3 bin 959 adet marka tescil başvurusu yapıldı. En çok başvuru yapan 5 il ise İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Konya oldu. Pazarlama, reklam, satış sektörü başı çekerken, bu sektörü eğitim, öğretim ve eğlence hizmetleri izledi. Tekstil, ayakkabı, lokanta, bar, otel, kafe, bilgisayar ve yan ürünleri ile gözlük sektörlerinde de marka başvuru sayısı öne çıkıyor.”