GıdaGüncelSağlık

Düşük kalorili tatlandırıcılar ne kadar sağlıklı?

Düşük kalorili tatlandırıcılar, şekerde bulunan ilave kaloriler olmadan yiyecek ve içeceklere tatlılık sağlar. Bu gıda bileşenleri uzun zamandır güvenli bir şekilde kullanılmalarının yanında üzerinde en çok araştırma yapılan bileşenler arasındadır.

Düşük kalorili tatlandırıcıları tüketmenin güvenilirliği ve sağlık üzerine etkileri sıklıkla tartışmalara konu olmaktadır. Tartışmaların kaynağı kimi zaman geçerli bilimsel araştırmalar, çoğunlukla da yanlış veya yanıltıcı bilgiler olmaktadır.

Modern ülkelerin kabul ettiği kanunlar, düşük kalorili tatlandırıcılar da dahil olmak üzere tüm yeni gıda katkı maddelerinin tüketime sunulmadan önce güvenilirlik açısından kapsamlı bir şekilde incelenmesini şart koşmaktadır. Halihazırda dünyada gıdalarda kullanılan düşük ya da sıfır kalorili tatlandırıcılar şöyle sıralanmaktadır:

Advantam
Asesülfam potasyum
Aspartam
Keşiş meyvesi bazlı tatlandırıcılar
Neotam
Sakarin
Stevya bazlı tatlandırıcılar
Sukraloz
Onlarca yıldır yapılan bilimsel araştırmalar, dünyada kullanımına izin verilen düşük kalorili tatlandırıcıların, her bir tatlandırıcı için ayrı ayrı belirlenen Kabul Edilebilir Günlük Alım (Acceptable Daily Intake, ADI) miktarları dahilinde insan tüketimi için güvenilir olduğunu defalarca kanıtlamıştır.

Güvenilir miktarı aşmak neredeyse imkansız

ADI (Acceptable Daily Intake) değeri (mg/kg/gün), bir bireyin vücut ağırlığı esas alınarak tüm yaşamı boyunca bir sağlık riski olmadan tüketebileceği katkı maddesi miktarıdır. ADI değeri vücut ağırlığına göre değişir ve vücut ağırlığının 1 kilogramı başına bir maddenin miligram bazında günlük olarak tüketilebilecek miktarı olarak ifade edilir.

Bu değer, bir gıda bileşeninin tüketimine onay verilmeden önce, ciddi düzeyde güvenilirlik marjları gözetilerek oluşturulur. ADI değeri genellikle çeşitli hayvan toksikoloji deneylerinde herhangi bir olumsuz etki tespit edilmeyen dozun (NOAEL değeri) güvenlik faktörü olarak 100’e bölünmesiyle belirlenir.

Çoğu insan düşük kalorili tatlandırıcıları ADI değerinin çok altında miktarlarda tüketir. Aspartam örneğini alırsak; aşırı düzeyde aspartam tükettiği belgelenen kişiler arasında bile ADI değerinden daha fazla tüketen kimse henüz raporlanmamıştır. Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi FDA tarafından aspartam için belirlenen bu değeri aşabilmek için, 150 kilo ağırlığındaki bir kişinin yaşamı boyunca her gün ortalama 19 kutu gazlı diyet içecek veya 85’ten fazla bir birimlik aspartam poşeti tüketmesi gerekmektedir.

Çocuklar, şeker hastaları, hamile veya emziren kadınlar

ADI değerleri toplumda her yaşta, her yaşam evresinde ve diyabet gibi sağlık sorunları olan herkesi kapsayacak şekilde oluşturulmuştur. Buna bir istisna, nadir bir kalıtsal durum olan fenilketonüri hastaları aspartam ve fenilalanin aminoasidi içeren gıdaları tüketmekten kaçınmalıdır.

Bebek ve çocuklar

Yaşamın erken dönemlerinde doğru beslenme çocuk gelişimi için kritik öneme sahiptir ve yaşam boyu sağlıklı olmak yolunda ilerlemeye yardımcı olur. Çocuklar sağlıklı beslenmenin bir parçası olarak düşük kalorili tatlandırıcılarla tatlandırılmış yiyecek ve içecekleri güvenle tüketebilirler. Düşük kalorili tatlandırıcıların güvenilirliği konusunda uzman kuruluşlar ve resmi beslenme kılavuzlarında tartışılan bir nokta olmasa da, düşük kalorili tatlandırıcıların çocuklar tarafından tüketilmesi konusunda çeşitli öneriler yapılmıştır.

Amerikan Kalp Derneği, diyabet hastası çocuklar haricinde düşük kalorili şekerli içecekler yerine sade süt gibi su ve diğer şekersiz içeceklerin düzenli olarak tüketilmesini önermiştir. Amerikan Pediatri Akademisi ise şekerle tatlandırılmış gıda ve içecekler yerine düşük kalorili tatlandırıcılar içerenlerin tüketilmesinin diyabet hastası ve obez çocuklar için yararlı olabileceğini ve ayrıca diş çürümelerini azaltabileceğini kabul etmiştir. Yine Amerika’da yayınlanan 2020-2025 Diyet Rehberi’nde, bebeklerin gelişimlerinin ilk yıllarında aşırı tatlı yiyeceklere eğilimli damak tadı geliştirmemeleri amacıyla iki yaşından küçük çocukların düşük kalorili tatlandırıcılar tüketmemesini önermektedir.

Şeker hastaları

Diyabet dünya çapında milyonlarca kişiyi etkileyen çok ciddi bir sağlık sorunudur. Diyabetli kişilerin kan şekeri düzeylerini kontrol edebilmeleri için karbonhidrat ve şeker tüketimlerini dikkatle takip etmeleri önerilir. Düşük kalorili tatlandırıcılar kan şekerini yükseltmeyen şeker alternatifleridir. Amerikan, Kanada ve İngiltere Diyabet Dernekleri gibi konunun uzmanı sağlık otoriteleri yanında tıp ve beslenme uzmanları düşük kalorili tatlandırıcıların şeker hastaları tarafından, uygun miktarda kalori ve karbonhidrat alımına olanak sağlayan sağlıklı bir diyetin bileşeni olarak güvenilir şekilde tüketilebileceği konusunda hemfikirdir.

Hamile ve emziren kadınlar

Sağlıklı beslenme, hamilelik ve emzirme dönemi de dahil olmak üzere yaşamın tüm aşamalarında önem taşır. Düşük kalorili tatlandırıcılar, hamile ve emziren kadınlar için güvenli oldukları EFSA, FDA ve JECFA başta olmak üzere dünyanın önde gelen sağlık kuruluşları tarafından onaylanmış olduğu için hayatın bu aşamalarında sağlıklı diyetlere dahil edilebilir. Bununla birlikte, bazı düşük kalorili tatlandırıcıların anne sütüne geçme potansiyeli hakkında endişeler dile getirilmiştir.

Sukraloz sindirim sisteminden küçük miktarlarda kana geçebilmektedir. Bu nedenle anne sütünde de son derece düşük miktarlarda olmakla birlikte sukraloz bulunması mümkündür. Aspartam ise anne sütünde asla bulunamaz, çünkü anne tarafından tüketildikten sonra hızla metabolize edilerek fenilalanin ve aspartik asit adlı amino asitler ile az miktarda metanole dönüşür. Özetle; düşük kalorili tatlandırıcıların ADI değerleri içerisinde tüketiminin hamile ve emziren anneler ile bebeklerinde bir yan etkisi kanıtlanmış olmadığı için bunların hamilelik sırasında ve emzirme döneminde tüketilmesi güvenilir kabul edilmektedir.

Fenilketonüri hastaları

Fenilketonüri (FKÜ); aspartamın bir parçası olan ve peynir, et, süt ve kuruyemiş gibi yaygın şekilde tüketilen birçok gıdada doğal olarak bulunan bir amino asit olan fenilalaninin metabolize edilmesini zorlaştıran, nadir görülen kalıtsal bir durumdur. Bu hastalar beslenmelerinde aspartam da dahil olmak üzere fenilalanin kaynaklarından kaçınmalı veya bunları sınırlandırmalıdır. Buna yardımcı olmak için örneğin ABD’de aspartam içeren tüm paketli gıda ürünlerinin etiketinde fenilketonüri hastalarına yönelik uyarı yer almaktadır.

Düşük kalorili tatlandırıcılar kansere neden olur mu?

Yetmişli yılların başında düşük kalorili tatlandırıcıların kansere neden olma olasılığına ilişkin endişeler ortaya çıkarak devletlerin, bilim insanlarının ve toplumun dikkatini çekti. Yürütülen ilk çalışmalar, sakarinin erkek sıçanlarda mesane kanserine neden olduğunu ve benzer şekilde insanları etkileyebileceğini düşündürdü. Ancak sonraki araştırmalarla sakarinin insanlarda kansere neden olmadığı belirlendi. Sakarin tüketimi nedeniyle kanser ortaya çıkmasında parmağı bulunan biyolojik mekanizmaların sıçanlara özgü olduğu, insanlar için ise geçerli olmadığı ortaya koyuldu.

O zamandan beri bilim insanları, düşük kalorili tatlandırıcılar ve kanser arasında potansiyel bağlantıları araştırmaya devam etti. Onlarca yıl boyunca yürütülen çalışmalardan birkaçı düşük kalorili tatlandırıcıların kansere neden olduğunu gösterdiğini iddia etti. Bu da bu tür sonuçları desteklemek için kullanılan yöntemlerin kapsamlı şekilde incelenmesine yol açtı.

Bağımsız devlet ve uzman değerlendirmeleri, söz konusu çalışmaların önemli ölçüde kusurlu olduğunu ve resmi güvenlik değerlendirmelerinde dikkate alınamayacağını birçok kez gösterdi. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi EFSA gibi devlet kurumları güvenlik değerlendirmelerini en yüksek kalitede bilimsel çalışmalara dayandırmaktadır ve bu kritere uyan çalışmalar tutarlı bir şekilde düşük kalorili tatlandırıcıların tüketilmesinin kansere neden olmadığını ve kansere yakalanma riskini artırmadığını göstermektedir.

Kaynak: www.gidahatti.com