Sorting by

×
GıdaGüncelTarım

Ekmek savaşı

Geçim eşiğini her ay yukarı taşıyan zamlar ekmeği de etkiledi. Fiyatlar sübvansiyonla tutulurken tohumdan mazota maliyet yükü katlandı. Türkiye’nin buğdayda ithalata bağımlı olması sorunu büyütürken buğdayı savaşta koza çeviren Rusya’nın ihracatı yasaklaması ekmekte sıkıntının artacağının işareti oldu. ‘Anahtar üretimde’ uyarısı geldi: Çiftçiyi tarlada tutacak adımlar hemen atılmalı.

ALTUĞ YERLİSU

Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte başkentler gıda güvenliğini sağlamak için adımlar attı. Buğdayda dev üretici konumundaki Moskova’nın ihracatı yasaklaması ise hububatın stratejik anlamda yeni petrole dönüşebileceğini gösterdi. Türkiye’nin yüzde 75’i aşan bir oranda Rusya ve Ukrayna’ya bağımlı olması da ekmek fiyatlarında artış endişesini doğurdu. TMO buğdayda iki ayrı ithalat ihalesi yapacaklarını duyurdu.

ÇİFTÇİ TARLAYI BIRAKIYOR… ÜRETİCİ 2.8 MİLYONDAN 1.8 MİLYONA DÜŞTÜ

Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez ise, belirsizliğin fiyatları artıracağını belirtti. Buğdayda dış alımın ağır maliyetler getireceğini vurgulayan Suiçmez, devletin çiftçiyi desteklemesi gerektiğini söyledi. Suiçmez “Açığı dışarıdan karşılamak çözüm değil. Çiftçi kayıt sistemindeki üretici sayısı 2.8 milyondan 1.8 milyona düştü. Tarlayı bırakan çiftçi her kalemde desteklenmeli” dedi.

EKMEK NAMLUNUN UCUNDA

Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybı ve yüksek enflasyona savaş zamları da eklenince geçim derdi katlandı. Tarımda artan maliyetler, dışa bağımlılık özellikle de en büyük buğday ihracatının yapıldığı Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş fiyatları yükseltti. Rusya’nın ihracatı kısıtlamasıyla buğday fiyatları artarken ekmekte sıkıntılar için alarm verildi. Çözümün üreticiyi tarlada tutacak adımlar olduğu belirtilirken ‘Anahtar çiftçinin elinde’ uyarısı yapıldı.

Tarımda son yıllarda artan maliyetler, desteklerin yetersiz olması ‘tarım ülkesi’ Türkiye’yi başta buğday olmak üzere dışa bağımlı kıldı. Türkiye’nin en çok tarım ihraç ettiği Rusya’nı Ukrayna’ya karşı başlattığı savaş gıda fiyatlarını da vurdu. Savaşın başlamasıyla beraber artan buğday fiyatları Rusya’nın ihracat kısıtlaması getirmesiyle daha da arttı. Buğday vadeli kontratları son dört seans boyunca yüzde 15 geriledikten sonra bugün yüzde 1.4 artarak 10.85 dolar/bushel, yani 398.7 dolar/ton seviyesine yükseldi.

ABD buğday vadeli kontratları, ABD’nin ekim alanlarında görülen kuraklık nedeniyle üretimde düşüş görüleceği yönünde endişelerle ve dünyanın en büyük hububat ihracatçısı Rusya’nın eski Sovyet ülkelerine yapılan sevkiyatlara geçici kısıtlama getirmesinin ardından yükseldi. ABD’nin orta batısı ve güneyindeki ekim alanlarında görülen kuraklık bölgenin kış mahsulü için risk oluştururken, Ukrayna’daki kriz de küresel arz üzerinde etkisini gösteriyor. Öte yandan Türkiye buğday ithalatının yüzde 78’sini Rusya ve Ukrayna’dan karşılarken iki ülke arasındaki savaş buğdayda kriz tartışmalarına yol açtı. Son yıllarda Türkiye’nin buğday ithalatında belirgin bir artış söz konusu. 2019/2020 döneminde buğday ithalatı 10,79 milyon ton olurken ihracat 7,53 milyon tonda kaldı. Son 20 senedeki toplam ithalat 68,9 milyon ton olurken ihracat ise 76,8 milyon ton oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2020 yılı verilerine göre, Türkiye buğday ithalatının yüzde 64,6’sını Rusya’dan gerçekleştirdi. İkinci sırada ise yüzde 13,4 ile Ukrayna var. Rusya ile Ukrayna’nın buğday ithalatındaki toplam payı 2020’de yüzde 78 oldu.

TARLADA MALİYETLER REKOR KIRIYOR

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Şubat ayı Tarım ürünleri Üretici Fiyat Endeksini (Tarım-ÜFE) açıkladı. Tarım ürünleri üretici fiyat endeksi (Tarım-ÜFE) Şubat’ta aylık bazda yüzde 13.74 artarken, yıllık bazda yüzde 68.49 yükseldi. Böylece Endeks, yıllık bazda rekor tazeledi. Tarım-ÜFE, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 30.61 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 30,88 artış kaydetti. Sektörlerde bir önceki aya göre balık ve diğer balıkçılık ürünlerinde yüzde 7,40, tarım ve avcılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 13,49 ve ormancılık ürünleri ve ilgili hizmetlerde yüzde 26,22 artış gerçekleşti. Ana gruplarda bir önceki aya göre canlı hayvanlar ve hayvansal ürünlerde yüzde 4,67, çok yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 11,72, tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 19,95 artış gerçekleşti. Yıllık Tarım-ÜFE’ye göre 8 alt grup daha düşük, 3 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Yıllık artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 20,86 ile turunçgiller ve yüzde 26,19 ile koyun ve keçi, canlı; bunların işlenmemiş süt ve yapağıları oldu. Buna karşılık, yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 196,22 ile lifli bitkiler, yüzde 112,15 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular ve yüzde 92,00 ile tahıllar (pirinç hariç), baklagiller ve yağlı tohumlar oldu. Aylık Tarım-ÜFE’ye göre 7 alt grup daha düşük, 4 alt grup daha yüksek değişim gösterdi. Bir önceki aya göre artışın düşük olduğu alt gruplar sırasıyla, yüzde 0,77 ile yağlı meyveler ve yüzde 3,36 ile koyun ve keçi, canlı; bunların işlenmemiş süt ve yapağıları oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 26,81 ile sebze ve kavun-karpuz, kök ve yumrular ve yüzde 20,97 ile lifli bitkiler oldu.

RAMAZAN PİDESİ HEM ZAMLANDI HEM DE KÜÇÜLDÜ

Ramazan ayının yaklaşmasıyla birlikte pide fiyatları da belli olmaya başladı. Geçtiğimiz yıl 4 liraya satılan 365 gram sade pide, bu yıl hem küçüldü hem zamlandı. Ramazan ayı 2 Nisan’da başlıyor. Çok az süre kala merakla beklenen pide fiyatları da belirlenmeye başladı. İstanbul Fırıncılar Odası Başkanı Erdoğan Çetin, 330 gram sade pidenin 6 TL’ye satılacağını açıkladı. 330 gram susamlı yumurtalı 7.5 TL, 415 gram pide 7.5 TL ve 415 gram susamlı yumurtalı 9 TL’ye satılacak.

4 KİŞİLİK AİLENİN ASGARİ GEÇİM HADDİ 12 BİN 671 LİRA OLDU

Türkiye Kamu-Sen Asgari Geçim Endeksi’ni açıkladı. Konfederasyonun Ar-Ge Merkezince TÜİK’in Şubat 2022 fiyatlarıyla hazırlanan Asgari Geçim Endeksi’nde çalışan bir kişinin açlık sınırı 4 bin 682 lira, yoksulluk sınırı ise 5 bin 878 lira olarak belirlendi. Dört kişilik bir ailenin asgari geçim haddi 12 bin 671 lira, ortalama gıda ve barınma harcamaları toplamı ise 4 bin 447 lira oldu. Asgari Geçim Endeksi’ni değerlendiren Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, memurlara yapılacak yıllık zam oranını dahi aşan bir enflasyonla karşı karşıya olunduğunu belirtti. Ek zam ve refah payı taleplerinde ısrarlı olduklarını vurgulayan Kahveci, “Enflasyonun ciddi arttığı bu dönemde mağduriyeti gidermek için altıncı ayı beklemeden her ay ortaya çıkan enflasyon farkının maaşlara yansıtılması ve aylık mahsuplaşma talebimizi bir kez daha ifade ediyoruz” dedi.

‘ÇÖZÜM ÇİFTÇİYİ DESTEKLEMEK VE GÜÇLENDİRMEK’

Yaşanan bu gelişmeler doğrultusunda Türkiye’nin ekonomisi bundan sonra neler beklediğini ve gıda stoklarında sorun yaşanıp yaşanmayacağını merak ediliyor. Gelişmeleri Karar gazetesine değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Baki Remzi Suiçmez, alınan önlemlerin yeterli olmadığını belirterek çözümün çiftçiyi desteklemek ve güçlendirmekten geçtiğini vurguladı. Karadeniz’deki belirsizliği, salgın nedeniyle zaten yükselme eğiliminde olan fiyatları daha da artıracağını kaydeden Suiçmez, Türkiye’nin buğdayı başka ülkeden alma yoluna gideceğini söyledi ancak bu seçeneklerin ağır maliyetler getireceğini de ekledi. Türkiye’nin, tahıl ihracatının yüzde 61’ini karşılayan Rusya ve yüzde 14.9’unu karşılayan Ukrayna’nın dışında, Kanada, Meksika, Bulgaristan gibi ülkelerden de buğday alımı gerçekleştirdiğini hatırlatan Suiçmez, “Sudan ve Nijer de gündemdeydi. Kendi içinde üretimi desteklemezken, tüketicimizin açığını yurt dışından karşılamaya çalışmak çözüm değil” dedi. Tarım üretimi masraflarında girdi kalemlerinin maliyetlerinde büyük artış yaşandığını belirten Suiçmez, bu girdilerin sağlanması konusunda sanayicilere yapıldığı gibi çiftçiye de ayrıcalıklı verilmesi gerektiğini söyledi. Çiftçiye sübvansiyonlu fiyat uygulanması, yani akaryakıt gibi girdi kalemlerinden vergi alınmaması hatta devletin masraflara ortak olması gerektiğini kaydeden Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Remzi Suiçmez, ithalata yönelik tarım politikasının bir an önce terk edilerek üretim ekonomisine geçilmesi gerektiğini vurguladı.

AKARYAKITA İNDİRİM ZAM KADAR HIZLI OLMADI

Küresel petrol fiyatlarında yükselişin ardından yaşanan gerileme akaryakıtta indirim getirdi. Dün motorine yapılan 2 lira 38 kuruşluk indirimin adından bugün de benzinde 1 lira 76 kuruş, motorinde 93 kuruş düşüş bekleniyor.

Rusya Ukrayna arasında başlayan savaş petrol fiyatlarını vurdu. 130 dolara kadara çıkan brent petrol fiyatları ateşkes görüşmeleri, Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) ülkelerinin açıklamaları ve Çin’de Covid-19 vakalarının tekrar yükselişe geçmesi sonrası geriledi. Küresel piyasalarda yaşanan artışlar yurtiçinde peş peşe zamları beraberinde getirmişti. 6 gün üst üste yapılan zamların ardından yaşanan gerileme ile birlikte benzine ve motorine bir haftada yapılan 7. zam petrol fiyatlarındaki gerileme nedeniyle iptal edildi. Dün motorinde 2 lira 38 kuruşluk indirimin ardından bugünden itibaren geçerli olmak üzere benzinde 1 lira 76 kuruş, motorinde 93 kuruş indirim yapıldı. İndirimin pompaya yansıması bekleniyor. Akaryakıtta indirimin zam hızında olmaması tepkilere neden oldu. Yapılan indirimi sosyal medya hesabından değerlendiren stratejist Rıdvan Baştürk ‘’Petrol 98 küsür dolar… Evet indirim bekliyoruz sayın yetkililer. Anında zam geliyorsa anında indirim de gelebilir’’ paylaşımında bulundu.

AKÇANSA ALTERNATİF KAYNAKLARA ENERJİ KAZANIMI SAĞLADI

Akçansa 2021’de alternatif yakıt kullanımıyla 155 bin ton fosil yakıta eşdeğer enerji kazanımı sağladı. Akçansa, ‘Artı Yaşam’ sloganıyla çevrenin korunmasından toplumsal fayda sağlamaya kadar geniş ve kapsamlı bir çerçevede olumlu etki yaratmaya odaklanıyor. Şirket 2030 Sürdürülebilirlik Hedefleri yolculuğunun ilk yılında tüm fabrikalarında alternatif yakıtları kullanarak 155 bin ton fosil yakıta eşdeğer enerji kazanımı sağladı. Halihazırda alternatif yakıt kullanımında yüzde 19,1 seviyesinde olan şirket, 2030 yılında bu oranı yüzde 35’e çıkarmayı hedefliyor. Sürdürülebilir geleceğin yapı taşıyız diyen Akçansa Genel Müdürü M. Zeki Kanadıkırık ‘’Benimsemiş olduğumuz döngüsel ekonomi yaklaşımımız doğrultusunda fabrikalarımızda yılda ortalama 500 bin tonun üzerinde atığın geri kazanımını sağlıyoruz’’ dedi.