GüncelKırsalTarım

Bu zeytin size n’etti? ŞENGÜL KILIÇ

Herkes Rusya-Ukrayna savaşına kilitlenmiş, NATO taraftarı-Rusya taraftarı atışmaları tam gaz devam ederken ve de Türkiye’nin başına neler gelecek tedirginliğiyle beklerken, hafta başında elektrik üretimi için zeytinlik alanlarda madencilik faaliyeti yürütülmesinin önünü açan Maden Yönetmeliği değişikliği çıkıverdi. Siyasi partiler ile meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri arka arkaya iptal davası açmaya hazırlanırken iş yine Amerikan emperyalizmine ve Zeytinyağlı Yiyemem Aman türküsünün çıkış öyküsüne bağlanacağa benziyor
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren arada küçük kesintilere uğrasa da Türkiye’de her dönem desteklenen -hatta bazen ormanların talan edilmesi pahasına- zeytin ve zeytinyağı üretimi yaklaşık son on yıldır yoğun bir baskı altında.

1926’da, “Tarım erbabına ait olmayan milli arazi ile devlete ait bağ, bahçe, fındıklık ve zeytinlik gibi taşınmazlar bedeli en fazla on yılda taksitle alınmak üzere artırılarak taliplerine satılabilir,” kararı ile ilk yasal düzenleme yapılırken amaç özellikle zeytinyağı üretimin ve ihracatının artırılarak devletin gelir elde etmesidir. Cumhuriyetin kuruluşundan son on yıla kadar her zaman el üstünde tutulan/tutulmaya çalışılan zeytin ağaçları ne oldu da bu duruma geldi?

İlk saldırı 2014’te, Manisa’nın Soma İlçesi’ne bağlı Yırca Mahallesi’nde, Kolin Grubu’nun termik santral inşaatı için 6 bin 666 zeytin ağacını kökünden sökmesiyle başlamıştı. Gerçi İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, sökülen ağaçları muhafaza etmeleri için yediemin olarak köyün muhtarına teslim ederek anlamlı bir jestte bulunmuştu, haklarını yememek lazım. Aynı günlerde sosyal medyada da bir kampanya başlamıştı: “Zeytin Yahudi ağacıdır gördüğümüz yerde kesiyoruz!” Kampanyaya göre, “Türkiye’deki zeytin ağaçlarının tamamının üç yıl içinde kesilmesi planlanıyor, bu sayede İsrail’e büyük bir darbe vurulacak”tı. Kimin, neden başlattığına bir türlü anlam verilemese de bu saçma sapan kampanyadan bugünkü noktaya gelindi.

Zeytinyağı iyidir
Bugün birilerinin gözüne batsa da Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren üretimi özendirilen zeytinin 1930’larda tüketiminin artması için de çalışmalar yapılır, hatta talimatnameler bile çıkartılır. Bakanlar Kurulunun 24 Temmuz 1930 tarihli toplantısında kabul edilen hastaneler talimatnamesine göre, hasta, nöbetçi memur ve hizmetlilerin günlük yemek cetvellerinde yiyecek olarak gösterilen ve yemeklerde kullanılan sadeyağ yerine zeytinyağı; et yerine zeytinyağlı balık ve yemeklerin tüketilmesine izin verilir.

https://t24.com.tr