Sorting by

×
GıdaGüncelSağlık

‘Anti diyet’ hareketi büyüyor

‘Zayıf eşittir sağlıklı’ düşüncesi sarsılıyor. Wall Street Journal, sürekli zayıf kalmak için tüm dünyada teşvik edilen diyetleri reddeden ‘Anti diyet hareketi’ne geniş yer ayırdı.

Birçok insan, özellikle de kadınlar 20’li yaşlarından itibaren sosyal baskılar ve sağlıklı kalma düşüncesiyle kendilerini sürekli kilo verme zorunluluğu içinde buluyor. Atkins diyeti, ketojenik diyet, aralıklı oruç diyeti derken diyetlerin biri bitiyor biri başlıyor. Her diyet süresinde de yasak gıdalara duyulan istek insanların beyinlerini kemirip duruyor. ABD’de yayınlanan “F.ck it diet” (S… et diyeti) kitabının yazarı Caroline Dooner, diyetlerle geçen 20 yılında yaşadıklarını anlattı ve kendisi gibi insanlar için yeni bir yol çizdi. Sürekli kilo takıntısıyla yaşamanın sağlığa ve insan psikolojisine daha fazla zarar verdiğini savunan Dooner kitabında kilosuyla barışık bir hayat yaşamanın hiç de korkulduğu gibi bir durum olmadığını anlattı.

Kilo kaygısı olmayan bir gelecek

Caroline Dooner bu konuda yalnız değil. Çünkü giderek artan sayıda beslenme uzmanı ve doktor ‘anti diyet hareketine’ katılıyor. Hareket, insanların kilolarından endişe duymayı bıraktığı bir gelecek hayal ediyor. Bu gelecekte vücut kitle endeksinin yerini genel sağlık durumu, uyku düzeni ve psikolojik durum değerlendirmesi alıyor. Yani sağlıklı olmanın tanımı değişiyor. Oysa tıp dünyası yıllardan beri düşük kiloyu sağlıklı olmanın ana göstergelerinden biri olarak kabul ediyor. Onlarca yıldır kabul edilen araştırmalar yüksek kilonun kalp hastalıkları, kanser, diyabet gibi hastalıkların riskini artırdığını ortaya koymuş durumda.

Buna karşılık “Anti-diet” kitabının yazarı diyetisyen Christy Harrison’a göre gelecek, insanların yeni çıkan diyetleri denemek yerine kendi açlık hislerini dinleyecekleri bir dünya olacak. Kilolu olmak ayıplanır bir durum olmaktan çıkacak. Çünkü bilim dünyasının son araştırmaları da bu görüşü destekliyor. Hastalık riski artışının sadece kilo kaynaklı olmadığı, yo-yo diyeti adı verilen sürekli diyet döngüsü içinde olmanın getirdiği sorunların da tehlikeli olduğuna ilişkin birçok yeni araştırma yayınlanıyor.