GıdaGüncelSağlıkTeknoloji

Böcek burgerden, laboratuvarda üretilen kahveye: 2030 yılına kadar menülerde yerini alacak lezzetler

Böcek burgerden, laboratuvarda üretilen kahveye: 2030 yılına kadar menülerde yerini alacak lezzetler:

Küresel emisyonların üçte birinden sorumlu olan gıda sektöründe dönüşüm hali hazırda başladı. Dünyanın dört bir yanındaki bilim insanları, 3D baskılı yapay bifteklerden yenilebilir böcek burgerlere kadar değişik fikirlerle daha sürdürülebilir gıdalar üretmek için çalışıyor. İşte 2030 yılına kadar raflarda ve menülerde yer alacak sıra dışı lezzetler:

Küresel emisyonların üçte birinden sorumlu olan gıda sektöründe dönüşüm hali hazırda başladı. Dünyanın dört bir yanındaki bilim insanları, 3D baskılı yapay bifteklerden yenilebilir böcek burgerlere kadar değişik fikirlerle daha sürdürülebilir gıdalar üretmek için çalışıyor. İşte 2030 yılına kadar raflarda ve menülerde yer alacak sıra dışı lezzetler:

Uluslararası İklim Değişikliği Paneli’ne göre, tarım, ormancılık ve arazi kullanımının değişmesi ile insan faaliyetlerden kaynaklanan, sera gazı emisyonlarının yüzde 30’u azaltılabilir. Çünkü, başta hayvancılık olmak tarımsal faaliyetlerden yayılan metan ve nitrik oksit gazları küresel emisyonların artmasına neden oluyor. Oxford Economics’in Ekonomi Danışmanlığı direktörü Henry Worthington, “Alternatif gıda sektör emekleme aşamasında, ancak önemli fırsatlar sunuyor” diyerek girişimcilerin ve ticari firmaların ‘geleneksel tarımdan daha sürdürülebilir yöntemlere geçişin küresel potansiyelinden yararlanabileceğini’ söyledi.

Uluslararası İklim Değişikliği Paneli’ne göre, tarım, ormancılık ve arazi kullanımının değişmesi ile insan faaliyetlerden kaynaklanan, sera gazı emisyonlarının yüzde 30’u azaltılabilir. Çünkü, başta hayvancılık olmak tarımsal faaliyetlerden yayılan metan ve nitrik oksit gazları küresel emisyonların artmasına neden oluyor. Oxford Economics’in Ekonomi Danışmanlığı direktörü Henry Worthington, “Alternatif gıda sektör emekleme aşamasında, ancak önemli fırsatlar sunuyor” diyerek girişimcilerin ve ticari firmaların ‘geleneksel tarımdan daha sürdürülebilir yöntemlere geçişin küresel potansiyelinden yararlanabileceğini’ söyledi.

Bununla birlikte, İngiltere Gıda Standartları Kurumu’na göre, laboratuvarda üretilen et için düzenleyici onayının ilk uygulamadan itibaren yaklaşık 18 ay sürmesi bekleniyor, bu nedenle ilk ürünlerin en erken 2023’ün sonuna kadar piyasada olması muhtemel değil.

Ancak, INRA’da (Fransız Ulusal Tarımsal Araştırma Enstitüsü) Tarım Bilimleri Mühendisi olan Prof. Dr. Jean-Francois Hocquette, laboratuvarda yetiştirilen ürünlerin geleneksel ölçekteki tarımdan daha sürdürülebilir olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığını söyledi. Hocquette, “Durumun böyle olabileceğini gösteren bilimsel kanıtların olmadığını söylemeliyim. Sadece üç bilimsel makale bu konuları inceledi ve aynı fikirde değiller. Her durumda, sağlam sonuçlar için sadece üç çalışma yeterli değildir” dedi.

Ancak, INRA’da (Fransız Ulusal Tarımsal Araştırma Enstitüsü) Tarım Bilimleri Mühendisi olan Prof. Dr. Jean-Francois Hocquette, laboratuvarda yetiştirilen ürünlerin geleneksel ölçekteki tarımdan daha sürdürülebilir olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığını söyledi. Hocquette, “Durumun böyle olabileceğini gösteren bilimsel kanıtların olmadığını söylemeliyim. Sadece üç bilimsel makale bu konuları inceledi ve aynı fikirde değiller. Her durumda, sağlam sonuçlar için sadece üç çalışma yeterli değildir” dedi.

İngiliz tarım teknolojisi firması Ivy Farm, 2023’ün ikinci yarısına kadar raflarda ticari olarak uygun “laboratuvarda yetiştirilen” bir ürüne sahip olmayı umuyor. Firma, ‘termo-duyarlı iskele’ adı verilen bir teknoloji sayesinde bunun muhtemelen kıyma ve sosis şeklinde geleceğini söyledi. Deri hücrelerini alıp onları kas veya yağ hücrelerine dönüştüren diğer yöntemlerin aksine, Ivy Farm’ın bilim insanları canlı bir hayvandan alınan yağ ve kas hücrelerini kullanıyor. Bu hücreler daha sonra, ‘optimum büyüme koşulları’ sağlamak için tasarlanmış besinlerle beslenen aynı hücrelerden çoğalmaya devam ediyor. Firma, en iyi büyüme, hasat ve çevresel sonuç için sıcaklık kontrollü bir iskeleye bağlı olduklarını açıkladı. İlk ürünleri ise; bağ dokusu, kemik parçaları, kıkırdak veya damar dokusu içermeyen saf kas ve saf spesifik yağlardan yapılan kıyılmış et olacak. Bunun yanı sıra fiirmanın birlikte çalıştığı şefler, kıymanın tadının geleneksel etle aynı olduğunu söyledi.

İsrail merkezli MeaTech, aralık ayında laboratuvar ortamında yetiştirilen dünyanın en büyük bifteğini tanıttı. Yaklaşık 110 gram ağırlığında olan bifteğini canlı bir ineğin doku örneklerinden alınan gerçek yağ ve kas hücrelerinden yapıldığı belirtildi.

İsrail merkezli MeaTech, aralık ayında laboratuvar ortamında yetiştirilen dünyanın en büyük bifteğini tanıttı. Yaklaşık 110 gram ağırlığında olan bifteğini canlı bir ineğin doku örneklerinden alınan gerçek yağ ve kas hücrelerinden yapıldığı belirtildi.

MeaTech’ten yapılan açıklamada, “MeaTech’in amacı, et olmayan bileşenlerden ziyade hücre bazlı içeriği en üst düzeye çıkaran gerçek bir ikame geliştirmek. MeaTech, çiftlikte yetiştirilen birinci sınıf bifteğin temel özelliklerini daha iyi yansıtan kültürlü et üretmek için biyobaskı ve yetiştirme teknolojilerini geliştirmeye devam etmeyi planlıyor” denildi.

MeaTech’ten yapılan açıklamada, “MeaTech’in amacı, et olmayan bileşenlerden ziyade hücre bazlı içeriği en üst düzeye çıkaran gerçek bir ikame geliştirmek. MeaTech, çiftlikte yetiştirilen birinci sınıf bifteğin temel özelliklerini daha iyi yansıtan kültürlü et üretmek için biyobaskı ve yetiştirme teknolojilerini geliştirmeye devam etmeyi planlıyor” denildi.