Sorting by

×
GüncelKırsalTarım

Borç batağındaki çiftçi isyan etti: Beni ne kanser, corona, beni bu kriz öldürdü

Mazot, gübre, ilaç ve yem gibi artan girdi maliyetleri sebebiyle artık toprağını ekemeyecek hale gelen üreticileri “Artık üretemez durumayız” diyerek isyan etti. Manisa’da CHP’lilerini kendisini ziyaretinde sıkıntılarını dile getiren 58 yaşındaki üretici Vural Yağmur, 3 ay öncesine kadar hiçbir borcunun olmadığını, ancak şu anda borç yükünün altında ezildiğini belirterek, “Beni ne yaşadığım mide kanseri, ne yakalandığım Covid-19 öldürebildi. Beni bir tek yaşadığım ekonomik kriz öldürdü” dedi.

Bu yıl yaşanan kuraklık sebebiyle tarlasından istediği verimi alamayan üreteci, şimdide artan girdi maliyetleri, yüksek fiyatlardaki gübre, mazot, ilaç sebebiyle önümüzdeki sezon için üretemez duruma geldi.

CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban, İl Kadın Kolları Başkanı Şadiye Uysal, Şehzadeler İlçe Başkanı Hakan Gürtunca ve partili yöneticiler ile birlikte Şehzadeler ilçesine bağlı Sancaklıbozköy mahallesini ziyaret ederek üreticinin sıkıntılarını yakından dinledi.

“BENİ NE MİDE KANSERİ, NE CORONA VİRÜS ÖLDÜRDÜ”

Çocukluğundan beri süt üreticiliği ive çiftçilikle uğraştığını dile getiren 58 yaşındaki Vural Yağmur, 3 ay öncesine kadar hiçbir borcunun bulunmadığını, ancak şimdi borç yükünün altında ezildiğini ifade etti.

Süt aldığı hayvanlara yem sağlayabilmek için borç altına girdiğini dile getiren üretici Vural Yağmur yaşadığı sıkıntıyı şu cümlelerle dile getirdi;

*Yaz başında 2 liraya aldığımız arpa şimdi 4,5-5 lira. Biz hayvanlarımızı besleyemez duruma geldik. Beslediğimiz hayvanların yüzüne bakmaya utanıyorum. Ulu Önder Atatürk Kurtuluş Savaşı’nı yaptığı dönemlerde bu ülkenin parası altın değerindeydi.

*Şimdi Atatürk’ün resminin bulunduğu paranın değeri kalmadı. Devlet yardımları zenginlere, yandaşlara ve tarikatlara yapacağına üreticiye yapsa, biz bu ülkenin tüm ihtiyaçlarını karşılarız. 3 ay önceye kadar kimseye borcum yoktu.

*Cebimdeki kredi kartlarını bile kullanmıyordum. Şu anda kartlarımın hepsi dolu. Karnında yavruları olan hayvanlarımı besleyebilmek için borç altına girdim. Beni ne yaşadığım mide kanseri, ne yakalandığım Covid-19 öldürebildi. Beni bir tek yaşadığım ekonomik kriz öldürdü. Traktörümüzde mazot yok.

*Cebimizde 100 lira para var. Onun da üzerinde Atatürk resmi olduğu için taşıyorum. Yoksa oda taşınmaz. Biz bittik. 18 ay değil, 18 gün dayanacak gücümüz yok. Kurtuluş Savaşı varsa hep birlikte yapalım. Ama bir taraf zengin olursa, bir taraf aç olursa böyle savaş olmaz.

“ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMLERE KADAR ÇİFTÇİ KALMAYACAK”

39 yaşındaki çiftçi Ali Kabasakal ise, cebinde 200 lirası ile ne çocuklarına bakabildiğini, ne de tarlasına ekebilecek tohum ve gübre alabildiğini ifade ederek şöyle konuştu;

*Geçen sene gübre aldığım gübre 170 lirayken şuanda 800-900 lira. Ben bu gübreyi nasıl alacağım. Ben üretmezsem, gübre atmazsam bu iş nasıl olacak. Nasıl üreteceğiz. Ben 39 yaşındayım, ancak benden sonra artık çiftçilik yapan olmayacak.

*Çünkü çiftçilik bitti. Hayat bitti. Hayvanlarımız bitmiş durumda. Mazot 10,5 lira. Benim cebimde para yok. Cebimde 200 lira parayla ben nasıl çocuğumu, evimi geçindireceğim, nasıl gübre, mazot alacağım, tarlama nasıl bakacağım.

*Bunu soran yok. Çiftçi öldü. Önümüzdeki seçimlere kadar Türkiye’de çiftçi kalmayacak. Ben artık çocuklarıma ne yedireceğim. Yüzlerine bakıp ta ‘Sende çiftçilik yap’ nasıl diyeceğim.

“ELİMDE EKİLECEK BİR ŞEY YOK”

Gübre borcunun ödeyebilmek için traktörünü sattığını dile getiren 36 yaşındaki çiftçi Suat Sağlam ise derdini şöyle ifade etti; “Benim 300 dönüm var. Şuanda boş kaldı. Gübre, mazot alamıyorum. Zaten elimdeki traktörümü sattım Gübreciye olan borcumu ödeyebildim. Şimdi benim ekip, biçmemi nasıl bekleyebilirler. Artık halimiz harap durumda. Yabancı çiftçileri destekleyeceklerine, önce Türk çiftçisine sahip çıksınlar. Elimde ekecek bir şeyim yok.”

“BİZİ BU HALE SOKACAKLARINI BİLSEYDİM HİÇ OY VERMEZDİM”

Yılladır oy verdiği AKP’nin çiftçiyi perişan hale getirdiğini söyleyen çiftçi Zeki Çoşkuner ise, iktidara tepkisini şu sözlerle ifade etti; “Eskiden aldığımız mahsulle çocuklarımızı evlendirebiliyorduk. Şimdi bırak evlendirmeyi, evine bir tabak alamıyoruz. Çünkü elimizde yok. Yıllardır AKP’ye oy verdim. Bizi bu hale sokacaklarını bilseydim, hiç oy vermezdim. Artık çiftçinin yakasından bir an önce düşsünler. Bir an önce gitsinler. Şunu görüyoruz ki onlar gidene kadar çiftçiyi tamamen bitirecekler.”

“İKTİDAR GSMH’NİN YÜZDE 1’Nİ DAĞITSA BU SIKINTI KALMAZ”

Üreticilerin sıkıntılarını dinleyen CHP Manisa İl Başkanı Semih Balaban yaptığı açıklamada, Türk çiftçisini yaşadığı en önemli sorunun Gayri Safi Milli Hasıla’dan alması gereken yüzde 1’lik payı almaması olduğunu ifade etti.

Konuşmasında partisinin tarım politikalarına da değinen CHP’li Balaban şu ifadelere yer verdi;

*AKP’nin 20 yıllık iktidarında ülkemiz tarım ve hayvancılıkta bitti. İnsanlar üretmek istemiyor. Tarım arazilerini boş bırakıyor. Milletimiz ile birlikte kuracağımız halk iktidarında ilk önerimiz planlı bir tarım. Planla tarım olmadan bir ülkede tarım kalkınmaz.

*Çiftçinin, köylünün ürettiği bütün ürünlere alım garantisi vereceğiz. Otoyollara, hastanelere ve havaalanlarına nasıl garanti ücret veriyor, bizde üreticimize vereceğiz. Ulu Önder Atatürk, ‘Köylü Milletin Efendisidir’ diyor. Atatürk döneminde çıkan Tarım Kanunu’nun 21. Maddesinde şöyle yazar; Türkiye’deki milli gelirin her yıl yüzde 1 köylü ve üreticiye karşılıksız olarak hibe anlamında verilir.

*Bugün Türkiye’deki gayri milli hasıla 850 milyar dolardır. Bunun yüzde biri 8,5 milyar dolar eder. Eğer bunu devlet üreticimize, çiftçimize dağıtsa zaten bu sorunlar ortadan kalkar. Ama AKP zihniyeti bu 8,5 milyar doların 3/1’ini bile çiftçimize destek olarak dağıtmıyor. Bu kanunu bile uygulamıyorlar. Ama bizim iktidarımızda bu kanun tam olarak uygulanacak.

Konuşmaların ardından üreticiler CHP’liler ile birlikte ‘Artık Yeter. Topraklarımızı Ekemiyoruz. Hayvanlarımızı Besleyemiyoruz’ yazılı pankartın arkasında objektiflere poz vererek iktidara seslendi.

Kaynak: www.sozcu.com.tr