Sorting by

×
GıdaGüncelSağlık

‘Armudun sapı Üzümün çöpü’ demeyin

Osman Müftüoğlu

Daha önce de yazdım, ömrü uzatma meselesi birden çok ve son derece karmaşık süreçlerin kesişme noktasıdır ama “hastalıklardan uzak, sağlıklı, keyifli, huzurlu, formda ve fit bir yaşlılık” zannedildiği kadar ulaşılması zor bir hedef değildir.

Üstelik bunun için ödeyeceğimiz bedellerin çoğu, kolay ve ucuz yaşam tarzı seçimleri ve değişimlerinden ibarettir. Ve tabii ki beslenme bu değişimlerin en önemlilerinden biri, muhtemelen de birincisidir. İşte size önemli, basit, sıradan ve uygulanabilir bir örnek: RESVERATROL ve GÜZEL BİR DEMİREL ANISI.

Armudun sapı Üzümün çöpü demeyin

DEMİREL’DEN BİR ANI
TAÇLARDA, BAYRAKLARDA HANGİ MEYVELER VAR

Yazılarımda zaman zaman Demirel’den aldığım “hayat derslerinden“ ve “yaşam tecrübelerinden” bahsetmekten hoşlanıyorum. Zira o bilgilerin çoğu “derin Anadolu”nun farklı alanlardaki kültürel izlerini de taşıyor. 9. Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel, Anadolu kültürünü iyi sindirmiş, benimsemiş, yaşamış ve anlamış biriydi. Neredeyse 15 yılı aşkın bir süre onunla pazar hariç her sabah onun meşhur “Anadolu kahvaltısı” sofralarını paylaşma şansı yakalayan birkaç kişiden biri oldum. O kahvaltılarla ilgili bir anımı sizinle bir kez daha paylaşmak isterim: Bir sabah Isparta’dan gelen çekirdekli siyah üzüm salkımlardan birini tabağına koymaya çalışırken Demirel’e şu soruyu yönelttim: “Meyve seçimlerinizin çoğu ya siyah üzüm, nar, incir ya da elma ve zeytinden – hatırlatalım zeytinde bir meyvedir- oluşuyor. Bunların sağlık değerlerini nasıl fark ettiniz?” Rahmetli Demirel’in verdiği yanıt unutulmazdı: “Sevgili doktorum, sen hiç kralların, imparatorların taçlarına salatalık veya kabak figürleri koyduklarını, ülkelerinin alameti farikası için bayraklarında ya da amblemlerinde domates, biber, patlıcan kullandıklarını gördün mü? Ya üzümü, narı, inciri yüceltmişler ya da zeytin dalını barış ve sağlık sembolü olarak simgelemişler. Eğer gerçek sağlığı arıyorsan, gelenekleri incelemeyi asla unutma ve geleneksel beslenmeyi kesinlikle pas geçme.”

Anlaşılan o ki rahmetli, üzümde bir sır olduğunu yani “resveratrol mucizesi”ni Dr. Sinclair’den çok daha önce fark etmişti.

Armudun sapı Üzümün çöpü demeyin

İYİ BİLGİ
ÜZÜMDEKİ SIR ‘RESVERATROL’DÜR

Resveratrol doğal antioksidanların en önemlilerinden biridir. Sağlığa destek olduğu, özellikle “damar gençliği”ni güçlendirdiği uzun süredir iyi bilinmektedir. İyi kolestorel HDL’yi arttırır, kötü kolesterol LDL’nin marazalarından(!) damarlarımızı korur. Resveratrolün yıllardır hayali kurulan gençlik iksirlerinden biri olabileceğini ileri süren Harvard’lı ünlü genetikçi/gerontolog Dr. David Sinclair’dir. Resveratrol bir polifenoldür. Detaylara gelince…

KISA BİLGİ
RESVERATROL ÜZÜMÜN NERESİNDE

Resveratrolün en yoğun bulunduğu besin siyah üzümün kabuk kısmıdır. Üzüm ne kadar susuz toprakta yetişmişse, ne kadar yüksek iklimlerde gelişmişse, ne kadar çok olgunlaşmışsa, soğuğa, sıcağa, güneşe, susuzluğa, mantar ve kanser yapıcı doğal zararlılara ne kadar çok maruz kalmışsa o kadar çok üretilmektedir. Üzümün sadece kabuğunda değil, çekirdeğinde de bol miktarda resveratrol vardır. Üzüm salkımının sapında, bitkinin yaprağında da resveratrol mevcuttur. Daha önce de yazdım resveratrol AMPK enzimi -ki o da iyi yaşlanma sırlarından biridir- ile birlikte çalışmaktadır. Sirtüin genlerini aktive eden NAD/NMN isimli doğal proteinler ve AMPK enziminin başarılı olabilmesi için resveratrol vazgeçilmez bir mitokondriyal yakıt gibidir. HATIRLAYALIM: Hücrelerimizin enerji üretim merkezleri mitokondrilerdir.